kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Ekim 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Hayatın şeyleri..

Enfes, ama gerçekten enfes bir yazıydı, Aydın Bilgin'in Yeni Asır'daki köşesinde yazdıkları.. Siz de aynen okuyun istedim..
Ünlü Harvard Üniversitesi'nin İş İdaresi Okulu öğrencileri "U" şeklindeki amfide ünlü konuklarını dinleyeceklerdi. Konu, kısa bir süre sonra yapılacak olan Amerika başkanlık seçimin bağımsız adayı, multimilyarder Ross Perot idi. Perot "Ben vaaz vermek yerine soru sormayı severim" dedi. "Önce bu okula neden geldiğimizi bir öğrenelim bakalım. Yaşamdan ne bekliyorsunuz bu okuldan mezun olduktan sonra?" Öğrencilerin hedefleri hep aynı idi. Önce büyük bir şirkette ya da devlette önemli bir görev alıp yükselmek, ya da kısa bir deneyimden sonra kendi girişimlerini başlatıp kısa sürede zengin olmak. "Ya sonra?" dedi Ross Perot, "Sonra ne olacak? Yani neden zengin olacaksınız?" Öğrenciler sıraladılar.. Önce arabalar, evler, çiftlikler, yüzme havuzları.. Sonra da yatlar, uçaklar, helikopterler.. Ve de tropik adalarda emeklilik günleri.. "Anlaşıldı" dedi Ross Perot, "Siz bu dünyanın 'maddeler'ini yani elle tutulur 'şeyler'ini istiyorsunuz." "Bunlar elinize geçince mutlu mu olacaksınız?" sorusunu sordu Perot. Çoğunluk "Evet" diyordu. Yaşamın hedefleri bunlar değil miydi?
"Şimdi vaaz vakti geldi" dedi Ross Perot, "Düşünülen bütün maddesel varlıklar Yani 'şey'ler çalışan parçalardan kurulu makineler ya da sistemlerdir. Evin elektrik donanımı, havalandırma sistemi, müzik sistemi, bulaşık makinesinin kazan motoru, yüzme havuzunun su pompası, helikopterin motoru, uçağın jet motoru ya da pervaneleri.." "Hiç yat marinalarına yakından uğrayanınız oldu mu?" diye sordu Ross Perot, "Yat marinalarında gülen insana rastlayamazsınız. Çünkü sürekli olarak bozulan bir 'şey' tamir ediliyordur oralarda. 'şeyler' bozulur. Yaşamınızı 'şeyler'i onarmakla ya da daha iyilerini elde etmeye çabalamakla geçirirsiniz." 'Şeyler' mutluluk demek değildir. Bence siz mutluluğun anahtarlarını öğrenememiş, bulamamışsınız. Gidin dersinizi çalışın, yeniden konuşalım."

Ross Perot, o gün şaşkınlıkla ve alkışlarla uğurlandı. Ross Perot, Harvard Üniversitesi'ne öğrencilerin derslerini öğrenip öğrenmediklerini tespit için bir daha gitmedi ama, onlar derslerini aldılar. Yaşamda "şeyler'in ana hedef olması halinde yaşanılacak hayal kırıklıklarını, erken öğendiler. Ross Perot'un söylemediği, ama Harvard Üniversitesi'nin akıllı öğrencilerinin anladığı mutluluk formülü herkes için farklı idi. Ama önemli olan önce kendini ve başkalarını sevmek, saygı göstermek ve de topluma kalıcı katkılarda bulunmak için çaba göstermek gerekiyordu. Daha önemlisi almak yanında vermeyi de bilmek. Bu çabayı gösteren insanlar zaten bu 'şeyler'e sahip oluyorlardı. Aynı din gibi.. İnançla, hayırla, iyilikle, vererek yaşarsanız günlerinizi, size vaat edilen cennettir. Eğer sevgiyle saygıyla, çabayla, katkıyla, aldığınız gibi vererek yaşarsanız toplumda, vaat edilen Dünya'daki ikinci cennettir. İkisi de aynı kapıya çıkmıyor mu? Eğer formülü iyi uygularsanız el ele geçerseniz iki kapıdan da.. Veren insan, sevginin en ölümsüzünü hak eder.
(27 Nisan 1996'da yayınlanmıştır.)