18 Haziran'da gazetem
SABAH' tan
"ÖSS'de 185 puan barajını düşürün" başlığıyla YÖK'ü uyardım. 20 Haziran'da da YÖK Genel Kurulu doğru bir karar alarak, baraj puanlarını düşürdü. Sonuçta geçen yıllara nazaran daha fazla gencimiz üniversiteli oldu. Bazı akademisyenlere göre, düşük puanla gelen öğrenciler üniversitelerimizin eğitim kalitesini düşürecekti. Ben bu görüşe katılmıyorum. Bu tür sıralama sınavlarında bir programı tercih edenler arasından kontenjanı kadar en yüksek puan alanlar yerleştirilir. Bu yüzden programların öğrenci başarı profilinin değişeceğini pek zannetmiyorum. Bu puanları alan bir adayın üniversitede okuyacak düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Zaten bu adaylar üniversitelerimizin başarı çıtasını aşamazlarsa mezun olamayacak.
Herkesin düşüncesine hep saygı duydum. Ancak kimse kusura bakmasın, beni önce üniversiteli olan gençlerimizin ve ailelerinin mutluluğu ilgilendiriyor.
Artık bir adım daha ileri gidip baraj puanlarını tamamen kaldırmalıyız . Bu puanlar neden konur, bir türlü anlayamamışımdır. Belki baştan yaklaşık yüzde 25'i eliyor diye olabilir.
Zaten bu baraj puanları olsa da, olmasa da üniversitelerin bölümlerinin taban puanları, kontenjanları doğrultusunda tercih edenler tarafından belirleniyor . YÖK'ün değerli yöneticileri gelin bu baraj puanlarını kaldırın, boş kalan kontenjanlara yazık.
Katsayı eşitsizliği Ülkemizin okul türlerinin yüzde 35'ini meslek liseleri oluşturuyor. Bunun yüzde 4'ü imam hatip liseleri. Üniversiteye girişte bugün uygulanan sistemde kullanılan katsayılar, neredeyse onlara
"Siz 4-5-6 yıllık fakülteleri kazanmayın" mesajını veriyor. Artı şu noktayı kesinlikle atlamayalım. Üniversiteye giriş bir sıralama sınavı. Kim kimden daha çok net yaparsa, onun kazanacağı bir sınav. Ancak meslek lisesi öğrencileri müfredatlarından dolayı soruların çıktığı ana dersleri de yeterli görmüyor. Kısacası bu mağdur gençler bir taraftan katsayı, bir taraftan bilgi kaybıyla iki cendere arasında sıkışıyor.
Eğitim sistemimizin içerisinde bu gençlere yapılan haksızlık değil de nedir ? Demokratik şekilde öğrenciyi mutlu edecek bir sistem kurmak istiyorsak, öğrencileri eşit koşullarda sınava sokmalıyız.
Aldığım bilgilere göre, YÖK meslek liselerinin alan takibi fakülteler üzerinde çalışmalar başlatmış. Son derece doğru bir çalışma. Bence eski YÖK 6 yılı boş yere harcadı yazık oldu çocuklara. Üniversite giriş sisteminde yapılacak değişiklik çok basit. Meslek lisesi öğrencisi;
"kendi alanıyla ilgili" 4 yıllık fakülteleri tercih ettiğinde, Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanları'na 1.04 katsayısı,
"kendi alanı dışındaki" seçimlerinde ise 0.3 katsayısı uygulanır.
"Yine kendi alanlarındaki, genel liselerin girdiği" 4-5-6 yıllık fakülteleri tercih ettiğinde, Ağırlıklı Ortaöğretim Puanları 0.8 katsayısıyla değerlendirilir.
Meslek liseleri ile ilgili tek problem, şüphesiz katsayı problemi değil. Mesleki eğitimi ayağa kaldırmak, çarpıklığı giderebilmek için, sorumlu insanlarımızın, meslek liselerinde ve MYO'larda hangi programlara ihtiyaç olduğu konusunda İSO, TOBB, TÜSİAD ve sivil toplum kuruluşlarının fikirlerinin alınması gerekiyor. İşte sıkıntılarıyla, kaygılarıyla meslek lisesi öğrencilerinin çektiği zorluklar. 2009-ÖSS uygulanmadan, kısacası iş işten geçmeden bu gençlere hak ettiklerini vermeliyiz.
Yayın tarihi: 24 Eylül 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/24//gursoy.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.