-Ortak şarkınız var mı?
- E.B: My Way. Benim yolum!
- Aranızda neredeyse 20 yaş fark var. Bir kuşak farkı kadar. Kuşak çatışmasını karı-koca ilişkisinde yaşar mısınız bazen?
- U.B: Erol'un hayatı müzik. Benimki de müzik. Erol'un bana uyum sağlamasına çok fazla gerek yok, çünkü o zaten çocuk! Her yaşa girebiliyor. İkimizin ortak hayatı müzik. Bu yüzden çok iyi anlaşıyoruz.
- E.B: O okumayı seviyor, ben de. Müziği seviyor, ben de. Gezmeyi seviyor, ben de. Yemek yemeyi seviyor, ben de!
- U.B: Erol, derin bir sanatçı. Normal bir sanatçı değil. Hayatın, tüm olayların derinine iniyor.
- Erol Büyükburç'un karısı olmak; toplum içindeyken eğlenceli midir, sıkıcı mı?
- U.B Çok eğlenceli. Kadınlar ilgili Erol'la. Boş kıskançlık yok bende. Ama mesela sahnedeyiz, bir kadın geliyor. "Erol Bey, size okuldan beri âşığım," diyor. Beni görmüyor, beni selamlamıyor. O zaman kıskanıyorum.
- E.B: Tuluhan'cığım kadının adeta ilanı aşk yapar gibi duruşunu ben hesaba katmadım. O bir hayran. Ute bunu anlamıyor. Ona çok kızıyor.
- Müdahale eder misiniz sahne kıyafetlerine?
- U.B: Müdahale etmeye çalışıyorum. Bazen fazla renkli gibi geliyor, yakıştıramıyorum. Ya da "Eski kostümlerini giyme, artık onlar yakışmıyor," gibi şeyler söylüyorum. "Soylu olman lazım, onu düşürme," diyorum.
Yayın tarihi: 20 Eylül 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/20/ct/haber,BE1DA99DEB0E42C2BC4F2160864595BD.html
Tüm hakları saklıdır.