kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Eylül 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Türkiye'nin öncelikleri arasında engelliler yok

12.09.2008
- Türkiye engellilerin yaşayabileceği bir ülke konumuna geldi mi?
-
Hayır gelmedi. Çünkü altyapımız ona göre değil. Altyapı uydurulamıyor. Her ülkenin kendine göre öncelikleri oluyor. Demek ki Türkiye'nin daha böyle bir önceliği yok. Mesela her mekânda asansör yok. Her mekânda engelli tuvaletleri yok. Kaldırımlar alçak değil. Çukurlar çok fazla. İşte şimdi Ergenekon davası, parti kapatmalar filan çıktı... Herkesin hayatta önceliği farklı. Türkiye'nin önceliği hiçbir zaman engellilerden yana olmadı.

- Bir engelli hangi ülkede kendini rahat hissederek, kolay yaşayabilir?
-
Amerika, İskandinav ülkeleri, İngiltere, Almanya ve Avrupa ülkelerinin birçoğunda. Akdeniz ülkelerini saymıyorum. Yani İtalya'da yaşayamaz.

- Bir dönem engellilerin engelleri aşması için çok aktiftiniz. Tek başınıza bir baskı grubu gibiydiniz. Hâlâ bu yürekte misiniz?
-
Hâlâ bu yürekteyim evet. Yorulmuş gibi gözüksem de hâlâ bu yürekteyim. Yoruluyorsunuz tabii yıllardır aynı şeylerle uğraşıyorsunuz, bir de tek başınıza bu mücadeleyi yürütmek kolay değil. Herkesin aynı fikirde olması lazım.

- Kimler sizinle aynı fikirde değil?
-
İnsanların kendi başına gelmeden bazı şeyleri anlaması çok zor. Ancak yaşayınca anlayabiliyorlar.

- Sabancı ailesindeki bütün fertler sizinle aynı duyarlılığı paylaşıyor mu?
-
Evet, benim ailemde öyle ama diğerleri için aynı duyarlılığı beklemek doğru değil.

- Metin'in aylık tedavi giderleri ne kadar?
-
Onu bilmiyorum, annemden öğrenmeniz lazım.

- Siz ilaç kullanıyor musunuz?
-
Antidepresan kullanıyorum. Sağlığımla ilgili, fizik tedavi gibi aylık masraflarım var. Bin lirayı buluyor.

- Neden antidepresan kullanıyorsunuz?
-
Babamı kaybettikten sonra kullanmak zorunda kaldım. Çok yakın baba-kız ilişkisi vardı aramızda. Evde bir hayat vardı. O gidince evdeki hayat da söndü. Babam çok canlı bir insandı. O zamandan beri de hala kullanıyorum çünkü kendimi daha rahat hissediyorum.