kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Eylül 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Orman Mühendisleri Odasının yangın raporu

Giriş Saati : 19.09.2008 10:21
Güncelleme : 19.09.2008 23:46
Yeni Haber
Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, Orman Mühendisleri Odasının 31 Temmuz-4 Ağustos 2008 tarihleri arasında Antalya'da çıkan yangınlara ilişkin raporunu değerlendirirken, ''Odanın eleştirileri çok yersiz, yangını bilmeyen kişilerin duygusalca yapmış olduğu bir tenkit'' dedi.

Kahveci, rapordaki ''yangın amirliği müessesesinin etkisiz hale getirildiği'' iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tüm yangınlarda olduğu gibi Antalya'da da yönetim organizasyonu içerisinde hareket edildiğini söyledi.

Küçük yangınlarda ilk müdahalenin işletme şeflerinin kontrolünde yapıldığını belirten Kahveci, makine, donanım ve personel gücü bakımından onların kontrol edemeyeceği büyüklükteki yangınlara bölge müdürlükleri, onları da aşan yangınlara müdahalede ise Orman Genel Müdürlüğünün devreye girdiğini belirtti.

Antalya Taşağıl'daki yangının bir işletmeye bağlı alandan, başka işletmeye bağlı ikinci bir alana sıçradığını, bu nedenle bölge müdürlüğünün sorumluluk aldığını anlatan Kahveci, yangının büyümesiyle birlikte destek istenmesi üzerine, Orman Genel Müdürlüğünün müdahale etmek durumunda kaldığını söyledi.

''YANGIN YÖNETİMİ BİR EKİP İŞİDİR''

Kahveci, yangın bölgesinde, müdürlerle bir araya gelerek strateji belirlediklerini belirterek, şunları kaydetti:

''Köyler yanarken, 'işletme müdürü yangın amiridir' diyerek genel müdürlüğün müdahale etmemesi gibi bir durum olamaz. Kaldı ki, oradaki arkadaşlarımızın yangına 5 gün boyunca müdahale etmesi imkansız. Biz sadece oradakilerle değil, diğer bölge müdürlükleriyle de çalıştık. Adana ve İzmir Bölge müdürlüklerinden elemanlar getirdik. Bütün ekiplerle kararları müşterek vermek zorundayız. Yangın yönetimi bir ekip işidir. Bir kişiyle yönetilmez, bir yandan medyaya bilgi, bir yandan kurumlarla organizasyon. Oradaki insanların kumanyası, yakıt, su tankerleri, hava araçları, yer ekiplerinin doğu, batı, kuzey cephesi, bunların hepsi ayrı sorumluluk. Bunların tamamını bir kişiye yükleyemezsiniz. Antalya'da yangın yönetmeliğine uygun olarak sorumluluk paylaştırılmış ve bir organizasyon, yönetim şekli oluşturulmuştur.''

Bölgede görev yapan bazı emekli mühendislerin, bölgeyi bildiklerini söyleyerek, görev istediğini de anlatan Kahveci, ''Antalya'daki orman çalışanları bir destan yazdı. Emekliler gelip cephede bizle birlikte oldu. Köylüler 'adamlarınız yoruldu, yardım edelim' dedi. Onlar da gerçekten büyük destek verdi. Odanın eleştirileri çok yersiz, yangını bilmeyen kişilerin duygusalca yapmış olduğu bir tenkit'' diye konuştu.

Yıl içinde yaklaşık bin 800 yangın çıktığını ve Orman Genel Müdürlüğünün bunlardan sadece 5'ine müdahale ettiğini belirten Kahveci, ''Demek ki yangını işletme müdürleri yönetiyor'' dedi.

RESMİ RAPOR

Orman Genel Müdürlüğünce hazırlanan yangın raporuna da değinen Kahveci, yapılan çalışmaya göre yangında zarar gören toplam 20 bin hektar alanın 15 bin hektarını ormanlık alanın oluşturduğunu ifade etti.

Kahveci, bu 15 bin hektarlık alanın yaklayşık 5 bin hektarında planlı orman işletmeciliği yapıldığını belirterek, diğer alanların ormancılık yapılmayan taşlık, kayalık alanlar olduğunu kaydetti.

Rakamların açıklanması için envanter analizini beklediklerini belirterek, bunların resmi kayıtlarda bulunduğunu ve kamuoyunu bu konuda yanıltmalarının, rakamları gizlemelerinin mümkün olmadığını söyledi.

Odanın, hazırladığı raporda sağlam araştırma yapmadan rakamlar belirlediğini savunan Kahveci, ''Bu arkadaşlar bizi tanımıyorlar. Bizim rakamlarımıza bakmıyorlar. Gelseler, 'Arkadaş yangın nasıl yönetiliyor? Kaç yangın çıktı? Kimler yönetti?' diye sorsalar söylerdik'' dedi.

''KÖYLERİ 'KARŞI ATEŞ' TEKNİĞİYLE KURTARDIK''

Antalya'daki yangınlar sırasında ellerindeki bütün teknoloji ve imkanları kullandıklarını belirten Kahveci, yangınların kısa sürede tehlikeli boyutlara ulaştığını, riske giren köyleri ''karşı ateş'' tekniğiyle kurtardıklarını anlattı.

Yangınlara müdahale sırasında her şeyin kusursuz olmadığını da belirten Kahveci, ''Binlerce insan çalışıyor. Kumanya, yakıt gidememiştir, su yetişmemiştir. Arazöz gelemediği için sorun yaşanmıştır. Böylesi bir kargaşa içerisinde muhakkak noksanlıklar olmuştur. Ama bunlar, yangının felaket haline gelmesine neden olacak noksanlıklar değildir'' diye konuştu.

Yangında can kaybı yaşanmaması için kendi canlarını tehlikeye attıklarını ifade eden Kahveci, şunları kaydetti:

''Yangın büyüdükten sonra yerleşim yerleri riske girdi. Bu nedenle 13-14 köy boşalttık ama maalesef 2 kişi öldü. Keşke kimsenin canı yanmasaydı.

Biz Antalya'da sadece yangınla uğraşmadık, can kurtarmaya çalıştık. Meslek odalarının bu olaya bu gözle bakmalarını isterdik. Burada biraz fazla orman yandı, ama insan eksenli bir mücadele yapılmasaydı binlerce köy, insan yanardı.

Avrupa'da, aylarca süren yangınlar yaşandı, can kayıpları oldu. Bu yangında can kaybı olmadı çok şükür. Ormanlar tekrar yeşerir ama kaybedilen can gelmiyor.''

Kahveci, Akdeniz Üniversitesi Bilim Kurulu'nun hazırladığı yangınlarla ilgili raporda Türk ormancısının başarılı bulunduğuna dikkati çekti.

''YAŞLILARIN TECRÜBESİ DAHA FAZLA''

Kahveci, orman genel müdürlüğünde 45-50 yaşında çalışanlar olduğunu, işe yeni girenleri yangın tecrübesi daha fazla olan tecrübelilerle bir araya getirerek daha çabuk adapte olmalarını hedeflediklerini söyledi.

Siyasi müdahalelerle işçi aldıkları eleştirilerine de değinen Kahveci, ''siyaseten güçlü olanların orman işçisi olmak istemeyeceğini'' ifade etti.

Kahveci, işçileri bir dizi sınavdan geçirerek işe aldıklarını, hizmet alımı suretiyle işe başlayanların da askerliğini komando olarak yapanlar arasından seçildiğini anlattı.

Orman işçilerine kadro verilirken, belirli kriterleri karşılayanların sözleşmeli olabileceğinin belirtildiğini kaydeden Kahveci, işe alınanlar arasında üniversite mezunu olanların ve kriterleri karşılayanların sözleşmeli memur olduğunu söyledi.

''ENERJİ NAKİL HATLARI YENİLENMELİ''

Antalya'daki yangının enerji nakil hatlarındaki elektrik tellerinden çıktığını anımsatan Kahveci, enerji nakil hatlarındaki elektrik tellerinden kaynaklanan kıvılcımların her yıl 8-10 yerde yangına neden olduğunu, TEDAŞ'ın bu nedenle ciddi tazminatlara mahkum edildiğini kaydetti.

Kahveci, hatların eski olması nedeniyle özellikle köylerde bu sorunun daha çok yaşandığını belirterek, hatların toprak altına alınması ya da yeni kablo ve teknolojiler kullanılması gerektiğini söyledi.

TEDAŞ'ın bu konuda çalışma yaptığını ifade eden Kahveci, bu çalışmalar kapsamında öncelikli alanların ormanlık alanlar olması gerektiğini ve bu konuda TEDAŞ ile bir görüşme planladıklarını bildirdi.

(AA)