Rusya ile Gürcistan arasındaki gerilim bölgeye yayılırken, AnkaraMoskova ilişkileri hangi düzeyde kalacak?
NATO üyesi olarak
Türkiye, Rusya ile ilişkilerini Soğuk Savaş dönemindeki düzeye mi çekecek?
Yoksa son yıllarda en üst seviyeye çıkardığı
"stratejik işbirliği" sürecini devam mı ettirecek?
NATO Konseyi'nin, 26 üye ülke ile Kafkaslar'daki son gelişmeleri ele almak üzere bugün Brüksel'de gerçekleştireceği toplantı öncesi bu iki sorunun yanıtını aramak gerekirse...
Beş gün sonra Sorulara yanıt için 15 gün önce yaşanan, ancak detayları üzerinde durulmayan bir olayı anımsamak yeterli.
Anımsanacağı gibi Türk ve Rus Deniz Kuvvetleri komutanları, 1 Eylül günü Karadeniz'in uluslararası sularında buluştu.
Bu gerilimli ortamda iki Deniz Kuvvetleri komutanının karşılıklı görüş alışverişi normal karşılanabilirdi.
Eğer ki, Rusya Federasyonu'nun buluşmadan beş gün önce,
"NATO üyesi hiçbir ülkenin askeri yetkilisi ile ilişki kurmayacağız" açıklaması olmasaydı...
Veya
NATO'dan da benzer bir açıklama gelmeseydi...
Oysa Moskova'nın bu açıklamasının mürekkebi kurumadan, iki ay önce de Ankara'yı ziyaret eden Rus Deniz Kuvvetleri Komutanı
Vladimir Visotskiy, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral
Metin Ataç ile Kemalreis Fırkateyni'nde buluştu.
Bu durum Karadeniz'de oluşan Blackseafor gücünün bir yansıması olarak yorumlanabilir.
Veya oramiral Ataç ile Visotskiy arasındaki yakın dostluğa da bağlanabilir.
Ancak gelişmeler buluşmanın sadece bu temelde kalacağını göstermiyor.
Savunma Bakanı hazırlığı ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral
Michael Mullen, Genelkurmay Başkanı Org.
İlker Başbuğ'un konuğu olarak Ankara'da bulunduğu sırada, dün Moskova'da da benzer bir ziyaretin çalışmaları yürütülüyordu.
Rusya Savunma Bakanı
Anatoly Serdyukov'un en geç bu yılın sonunda Ankara'ya ziyaretinin ön hazırlığı yapılıyordu.
Aslında Ankara ile Moskova arasında askeri düzeydeki ziyaretler yeni de değil.
Geçen yılın haziran ayında eski Rusya Genelkurmay Başkanı
Yuri Baluyevski'nin Ankara ziyareti son anda iptal olmuştu...
Yeni Genelkurmay Başkanı
Nikoly Makarov'un, bu ziyareti yerine getirip getirmeyeceği konusunda ise Rus tarafının yaklaşımı şöyle:
"Her zaman her şey olabilir; bir telefona bakar..." Bu da gösteriyor ki Ruslar,
Türkiye ile ilişkilerini
NATO kapsamında tutmayacak.
NATO Genel Sekreteri
de Hopp Scheffer'in dün gerçekleştirdiği Gürcistan ziyaretine Moskova'nın sert tepki göstermesine karşın Ankara ile ilişkileri sıcak tutma çabası da bunun bir göstergesi.
Bütün bunların yanı sıra Rusya'nın Abhazya ve G.Osetya'nın bağımsızlığını tanımakta aceleci davranıp hareket kabiliyetini kısıtladığı da bir gerçek.
Nitekim eski Sovyet Cumhuriyetlerinden herhangi biri de bağımsızlıkları tanıma konusunda Moskova'yı takip etmedi...
Bu demek değil ki Rusya'nın gücünde bir eksilme olacak;
NATO baskısıyla geri adım atacak.
Aksine
NATO'nun teröre karşı Akdeniz'de yürüttüğü Aktif Endevaur Deniz Harekâtına Rusya'nın katılması için ısrarcı olan
NATO idi..
Bugün bu tür işbirliğinden Rusya'yı uzaklaştırmak başta Karadeniz olmak üzere bölge ülkelerinin başını çok ağrıtır.
O nedenle batılı ülkelerin de
Türkiye'nin konumu ve pozisyonunu iyi değerlendirip, Ankara'dan yararlanması gerekir.
Oramiral
Mullen'in meslektaşı orgeneral
Başbuğ ile görüşmesi sonrasındaki sözleri de bunun farkına varıldığını gösteriyor...
Yayın tarihi: 16 Eylül 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/16//sarikaya.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.