Eğer, üç yıl önce biri çıkıp,
"Lehman Brothers batıyor" deseydi, "
Şaşkın, aklını mı yitirdin!" der, gülüp geçerdim.
Dile kolay! Lehman Brothers,
158 yıl önce kurulmuş, kapitalizmin mabedinde önemli yer edinmiş, dünyanın dördüncü büyük yatırım bankası olarak attığı her adımla olay yaratan bir bankaydı.
Oysa bugün durum çok farklı. Lehman Brothers battı!
Küreselleşme ABD'yi vurdu! Küreselleşmenin göbeğinde oturan
finans-kapital çehre değiştiriyor. Bu değişimi ise en iyi
"İhtiyar kurt" gördü! Efsanevi başkan
Alan Greenspan, türev üzerine türev enstrüman yaratarak,
"sentetik parayı" oluşturan her karara imza atan en önemli kişiydi. Başımıza bela olan sanal cenneti yarattı. Emekli oldu. Şimdi bol bol konuşuyor, gelişmeleri izliyor. Yaptığı yorumlar her koşulda yürek hoplatıyor.
Lütfen, not edin. Greenspean,
20 Ekim'de Ortaköy
Four Seasons Oteli'nde 'Fortune
Türkiye'nin birinci kuruluş yılında konuşma yapacak. Washington'dan yapılacak telekonferans ile İstanbul'a bağlanıp kapitalizmin mabedinde yaşanan büyük fırtınayı ilk ağızdan bizlere aktaracak.
"ABD nereye gidiyor?" sorusuna yanıt aranacak. Sonuçta
"kapitalizmin kriz tarihine" tanıklık ediyoruz. Kolay mı? Karşımızda güven ve itibar kaybetmiş, parasızlıktan kıvranan piyasalar, "Aşırı kaldıraç sisteminden kaldıraçsız sisteme" geçmeye ve adapte olmaya çalışıyor.
Açık ve net diyoruz ki, ABD bütçesi açık vermeye devam ediyor. Likidite krizini önlemek adına alınan önlemler önümüzdeki dönemde bütçeyi daha da genişletecek. Sıkıntı büyüyecek.
Afganistan ve
Irak savaşının bütçe üzerinde yarattığı 1.2 trilyon dolarlık olumsuz fatura ortada. Gerçi cari açık konusunda ABD elinden geleni yaptı. Faizleri indirdi, doların değerini aşağıya çekti. Cari açık küçüldü ama ABD hâlâ ikiz açıkları önleyemiyor.
"Zayıf dolar, güçlü euro" politikası AB'de büyümeyi durdurdu. Rekabet gücünü azalttı. Avrupa'yı durgunluk tehdidi sardı. Açıkçası ABD krizini Avrupa'ya transfer etti. Fakat AB deyip geçemiyoruz. Bizim doğrudan ticaret yaptığımız en önemli pazar. AB'deki aksırma
Türkiye'yi zatürree eder.
İşte bu noktada
Türkiye'nin içinde yer aldığı
"Gelişmekte olan ülkeler sepeti bu gelişmelerden nasıl etkilenir?" diye soruyoruz. Tablo iç karartıcı.
Hiç şüphe yok ki, global ticaretin yüzde 50'sini elinde tutan gelişmiş ülkelerdeki ekonomik yavaşlama, gelişmekte olan ülkeleri vurup geçer.
Türkiye gibi ekonomisi kötü yönetilen ülkeler ise dağılır! Geçen hafta ikinci çeyrek büyüme rakamı yüzde 1.9 gelince dağılmadık mı? İş ve aş yaratmak için yüzde 7 büyümemiz şart.
Üstelik borç stokumuz artıyor. Özel sektörün açık pozisyonu 73 milyar doları aştı. Bu durumda Merkez Bankası'nın
"ekonominin patronu" olarak ipleri eline alması şart. "Kuru baskı altında tut, faizi aşağıya çek" silahı artık işe yaramaz.
Sakın ola, faizi indirmeye kalkmayın, faizlerle uğraşmayın, boşa kürek çekmeyin!
Önce IMF ile anlaşın, sonra acil yeni program hazırlayın!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Faizi indirmeyi bırak, yeni programa bak!
Yayın tarihi: 16 Eylül 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/16//okur.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.