Giriş Saati : 04.09.2008 23:36 Güncelleme : 05.09.2008 19:03
-Evlilik ne zaman? - S.D: Birkaç ay içinde. Henüz tarihi kararlaştırmadık. Elvan için Türkiye'de yaşamaya karar verdim. İnşaat mühendisliği okudum. Mesleğimi burada sürdüreceğim. -Çocukluk arkadaşıymışsınız... - S.D: Aynı mahallede büyüdük. O zaman da benden iyi koşardı. Hiçbirimiz ona yetişemezdik. Biz de yedi kardeşiz. Özgür ve mutlu çocuklardık. Mahallede bir arada büyüdük. Ama yakınlaşmamız yedi sene önce oldu. Elvan Türkiye'den gelirdi, sohbet ederdik. Bana içini döker, ben de sırlarımı onunla paylaşırdım. Her gidişinde onu çok özlerdim. Kendi ailemiz gibi kalabalık bir aile kurmak istiyoruz. -
Kaç çocuk istiyorsunuz? - S.D: Üç-dört çocuk... - E.A: Ne? Bunu ilk kez duyuyorum. İki çocuktan fazlası olmaz... İnşallah önümüzdeki olimpiyatlardan önce bir çocuğumuz olsun istiyoruz. -
Nişanlınızı bize anlatır mısınız? Biz onu sadece koşarken ve ödül alırken görüyoruz. - S.D: Çok kolay kavrar her şeyi. Çalışkandır. Disiplinlidir. Bir atletle hayat kurmak kolay değil ama ben onun iç dünyasını iyi tanıyorum. Çocukluğumdan beri en yakınım. - E.A: Önce evleneceğiz, biraz gezeceğiz. -
Beraber en çok ne yaparsınız? - S.D: Çok film izliyoruz. İkimiz de Mel Gibson ve Denzel Washington hayranıyız. - E.A: Semeneh yanımda yokken akşam dizileri izlemeyi seviyorum. Asi, Yaprak Dökümü, Dudaktan Kalbe... Hoşuma gidiyor bu diziler. - S.D: Aslında beraber en çok yaptığımız şeylerden biri koşmak! - E.A: Semeneh benim koşu arkadaşım. Elinde idman planımı takip eder, iyi bir koçtur. Birlikte hazırlandık diyebilirim. Moral olarak daha çok tabii. Her şeyde çok yardımcı oldu. - S.D: Elvan'a yetişmek çok zor. Bir atletin yaşamı diğer mesleklere göre daha ağır. Hayatı bir mücadele. Kendi kendiyle mücadele. Kafasının içi koşarken rahat olmalı. - E.A: Bu yüzden beni şımartıyor. Koşudan gelince portakal suyu sıkar... Bana ne lazımsa hepsini benden iyi biliyor! -
Elvan nelerden hoşlanmaz? - S.D: Antrenmandan geldiği zaman sessizlikte kalmak ister, konuşmaz. Problem varsa hiç anlatmam ona. Sıkıntıları kendim çözmeye çalışırım. Onun sıkıntı yaşamasını istemem. Elvan sakindir, sinirlenmez. Onun iyi niyetine, insanlığına hayranım. Birbirimizi hep özledik. Bu yüzden her gün telefonda konuşuruz. Ya o arar, ya ben ararım. Ne yaptığımı anlatırım, Elvan ne yaptığını anlatır, telefon ve MSN'de konuşuruz. -
Son koşudan önce ne dediniz telefonda Elvan'a? - S.D: MSN'de konuştuk. Bir gece önce uyuyamadım. - E.A: Ben çok rahat uyudum. Semeneh kesinlikle başaracağımı söyledi, "Yanındayım," dedi. Bana güvendiğini yazmıştı. Kalbim "Semeneh için koş ve kazan," diyordu. -
"Seni seviyorum," demedi mi? - E.A: Onu her zaman söylüyor... Ben de ona söylerim. - S.D: Her gün değil, her saat söylerim.
Yayın tarihi: 6 Eylül 2008, Cumartesi Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/06/ct/haber,BE1AE944FDDE471EA4ED7387C0B2CF00.html Tüm hakları saklıdır.