Dedikodular ülkesi olduk.. Hatta ötesi..
Bugün bir araştırma yapın, göreceksiniz..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın o ünlü ve gizli Dolmabahçe toplantısında Yaşar Büyükanıt Paşa'nın önüne bir dosya koyduğuna inanıyor, insanımızın çoğunluğu.. Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, iktidarına da, partisine de, kendisine de büyük zarar vereceğini bile bile Şaban Dişli olayını niye görmezden geliyor?..
Çünkü Şaban Dişli'nin elinde de bir
Recep Tayyip Erdoğan dosyası var.. Böyle fısıldanıyor kulaklara.. Böyle yazılıyor, böyle söyleniyor..
Yahu Adnan Polat'ın Adnan Sezgin'e teslim olmasını dahi "Dosya" diye açıklayanlar var.. Cem Uzan ünlüydü ya.. Onun için fısıldanırdı ya hep böyle şeyler.. Eee. Sezgin de, Uzan'ın has adamı.. Yakalamıştır Polat'ı burnundan..
Yahu,
karı, kocadan, kardeş kardeşten, analar, babalar çocuklardan korkar hale geldik.. Niye geldik?..
Ortam dinleme aleti diye bir şey çıktı. Müthiş bir casusluk aleti..
Diyelim Ortaköy'de Otopark'a arabayı koydunuz, alet de içinde.. Ortaköy'deki herkesi dinleyebilirsiniz.. Hıncal, Ertekin'de kız arkadaşıyla oturuyor mesela.. Konuşmaları kayıtta.. Al, dosyala.. Yarın işine yarayabilir.
Telefon dinleme gibi değil. Onun yasada yeri var. İşi uzun.. Her telefon için ayrı izin alacaksınız. Bu izinler de ömür boyu değil, süreli.. Yani belli sayıda insanın telefonunu belli zamanda izleme hakkınız var.
Oysa Ortam Dinleme aleti serbest.. Koy, dinle dinleyebildiğin kadar.. Şimdi kayıtlar polisin, savcının elinde.. Devletin gizli dosyası değil mi bunlar?..
Güldürmeyin beni.. Polis de kevgir, savcılık da.. Yani görüntü öyle.. Gazeteler, polisten, savcılıktan haberi bulmuyorlar..
Polisler ve savcılar haberi, yandaş gazetelere sızdırıyorlar.. Emirle, ya da işlerine öyle gelince.. Kıyamet kopuyor tabii..
Ortam bir soruşturma kapsamında dinleniyor.. Güya!..
Soruşturmayla hiç ilgisi olmayan insanlar da dinleniyor ve onların konuşmaları da yandaş medyaya sızdırılıyor..
Soruşturma kapsamındaki kişilerin soruşturmayla ilgisi olmayan özel yaşam konuşmaları anında silinip yok edilecekken, saklanıyor, dahası o özel konuşmalar da sızdırılıyor..
Sonunda görüyor, duyuyor ve inanıyorsunuz ki, bu ülkede herkes, ama herkes dinleniyor.. Hatta ailesi ve yakınları da dinleniyor..
Böyle olunca,
herkeste, herkes hakkında, tehdit, şantaj dosyası oluşabiliyor. Bu yüzden kimse kimsenin üzerine gidemiyor..
Başbakan sus pus oluyor.. Genelkurmay Başkanı sus pus oluyor.. Adnan Polat sus pus oluyor..
Yahu bilim kurgu romanlarında okuduğunda insanı huzursuz eden bir durum bu..
Orwell'in 1984'ünde Big Brother (Ağabey) herkesi gözlüyordu.Bugünün Türkiyesinde herkes herkesi gözlüyor.. Telefonla konuşuyorsunuz.. Dinlenme korkusu..
Evinizde dostlarınızı ağırlıyorsunuz.. Dinlenme korkusu..
Dışarda bir kahvede, restoranda toplanıyorsunuz.. Dinlenme korkusu..
İçinizde hep evham.. Hep korku..
"Benim de dosyam var mı, devlette ya da birilerinde.. Beni de almaya gelecekler mi yarın sabah?.. Benim önüme de birileri bir dosya koyup, 'Susmazsan' diye tehdit edecek mi acaba?.."
Bu mudur demokrasi, benim sevgili liberal demokrat arkadaşlarım!..
Yüzde 47 oy, birbiri ardına çıkan AB uyum yasaları sonunda ulaştığımız demokrasi bu mudur?.. Bu ülkede, bu koşullarda yaşamaktan mutlu musunuz şimdi?..
Huzurlu musunuz?..
Bugünkü Tüm Yazıları
Ne biçim bir Türkiye oluyoruz?..
Yayın tarihi: 2 Eylül 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/02//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.