kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
2 Eylül 2008, Salı
Sabah
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Mecburi din dersi mecburi laiklik!

Ramazan hayırlara vesile olsun.
"Zorunlu din dersi" olan bir memleket ne laiktir, ne demokratik!
Türkiye'deki "büyük mutabakat" odur ki...
12 Eylül darbesini yapan "Laikler", layıkıyla "Mecburi din dersi" koymuş...
Darbeye, onun anayasasına muhalefet eden nicesi de, şimdi bu iktidar da, aynen o yola baş koymuş.
"Laik devlet" in "Diyanet İşleri" var.
Yani, "dini devlet işlerine karıştırmamak" palavrasının, hem "Din işlerine karışan" devleti var; hem de "devlet işlerine karışmış Din işleri".
Farklı inanç, inancını farklı idrak, inanmamak...
Bunlar hiç fark etmiyor:
"Laik devletin Din işleri" fetva veriyor...
"Demokratik ve laik devletin din dersi hocaları" çocuklara buyuruyor.
Bir sorsanıza; acaba farklı mezhepten, farklı inançtan bir din öğretmeni mümkün mü?
Onlar "din" değil mi, inanç değil mi?
Biz buna bir de "irticadan korkan rejim" diyoruz!
İnsanlar demokrat olmayı, demokrasi istemeyi, demokratikleşmeyi ya her meselede önemser...
Yahut kendine demokrat, başkasına hoyrat, kendine hayrat olur!
Ama hikaye şu:
Ne çocuğun beynini, kalbini, ruhunu rahat bırakacaksın...
Ne inancını yaşamak (veya öyle yaşamamak) isteyenin aklını, bedenini, ibadetini, ibadeti reddini.
"Mecburi din dersi" ile çocuğu senin tanımladığın gibi inanmaya, öyle düşünmeye, öyle yaşamaya itekleyip duracaksın...
"Farklı" olanlara tanıdığın tek şans, farklılığını, ötekiliğini, başkalığını, azlığını, azınlıklığını, güçsüzlüğünü belgeletip kendini damgalatarak "dersten kaçmak" olacak.
Farklı olduğu için ayrı duracak, ayrı kalacak...
Küçücük kalbi titreyip duracak.
Sonra...
Bir gün, çok daha yetişkinini, kendi inancını, yolunu, kılığını seçmişini de hırpalayacak, "Sen örtülüsün, üniversiteye giremezsin" diyeceksin.
Ve en acısı şu olacak:
İkincilerin velileri, vasileri, aileleri, camiaları, cemaatleri "mecburi din dersi" ne, bu zorlamaya, dayatmaya, dışlamalara asla karşı çıkmayacak...
O "mecburiyet ve baskı" dan yakınanlar ise, ikincilerin bir gün eğitimden dışlanmasına itiraz etmeyecek.
Sonra insanlar ve devlet kendini tanımlayacak, cepheler filan oluşacak:
Laik...
Demokrat, demokratik...
Hukuk...
Cumhuriyet...
Yok canım!