Tuzla tersaneleri sık sık iş kazaları ve ölümlerle gündeme geliyor. 2003'ten itibaren gemi sanayi dünyada yüzde 89,
Türkiye'de yüzde 360 büyümüş.
Dünya gemi siparişlerinde Türkiye 2002 yılında 23'üncü sırada iken 2007'de 265 gemiyle dördüncü sıraya yükselmiş. Tersanelerde toplam 34.500 kişi istihdam ediliyor. Tuzla'da ise 23.680 kişilik istihdamın 5.180'i asıl işverene bağlı, 18.500'ü ise alt işveren yani taşeronlar tarafından istihdam ediliyor.
Tersaneler 2012 yılına kadar dolu, siparişlerini almışlar. Zaten kazaların önemli nedenlerinden biri de, iş yoğunluğu ve buna bağlı diğer faktörler.
* Tuzla gerçeği ne?- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yayımladığı
"Tersaneler ve Tuzla Gerçeği" kitapçığında yaşanan sorunları şöyle sıraladı:
1- Alan darlığı: Tuzla'da toplam 1 milyon 279 bin metrekare alanda 46 adet tersane bulunuyor. Bu alanı Güney Kore'de iki tersane kaplıyor.
2- Yoğun talep- Tuzla tersanelerinde yoğun talep üzerine siparişlerin iyi planlama yapılmadan alınması çok yoğun çalışmayı beraberinde getirdi. Üretimin hızlandırılması için işlerin büyük kısmı alt işverenlere verildi. Hatta aynı tersanede aynı işi yapan birden çok alt işveren var.
480'e varan taşeron aracılığıyla çalışılması, iş organizasyonunun sağlanması, güvenlik önlemlerinin alınması ve sürekliliğin korunması açısından zorluk yaratıyor. Böyle bir yapı içinde eğitimli, deneyimli, işyerini ve riskleri algılayan çalışan sayısı da artmıyor.
3- Yetişmiş eleman eksikliği- Sektörün hızla gelişmesi kalifiye eleman ve eğitimli işgücü yetersizliğini de beraberinde getirdi.
4- Bir şey olmaz anlayışı- Korunma kültüründeki eksiklikler, fazla çalışma, kayıt dışılık, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin yeterli olmayışı da kazalara davetiye çıkartıyor.
* Eksik olan ne?- Yapılan denetimlerde en çok rastlanan noksanlıklar şöyle sıralanıyor:
Risk değerlendirmesi yapılmıyor. İşyerinde eğitim planı yok. Meslek hastalığına yol açabilecek işlerde çalışanların sağlık kontrolü yapılmıyor. Yangın ekibi kurulmamış. Kaldırma araçlarının periyodik kontrolleri yaptırılmıyor. Elektrik ve topraklama tesisatının kontrolü yaptırılmıyor. Seyyar elektrik kabloları dış etkenlere karşı korunmuyor. Elektrik panolarının zeminlerinin yalıtkan malzemeyle kaplanmamış. Kompresörlerin periyodik kontrollerinin yaptırılmamış. Kişisel koruyucu donanımları da kullanılmıyor. Eksiklikler böylece uzayıp gidiyor.
*
Mantalite değişimi- Dikkat edilirse noksanlıklar veya kazalara yol açan nedenler, öyle çok da maddi yatırımı gerektirmiyor. Periyodik bakım gibi. Bu açıdan
öncelikle iş yapma ve çalışma biçiminde bir mantalite değişiminin olması gerekiyor. Eğer
tersanelerde 100'ü aşkın ölümler ve sayısı tutulmayan yaralanmalar işverene, denetleyici ve düzenleyici kamu otoritelerine, çalışanlara ve topluma bir ölçüde bu mantalite değişiminin gerekliliğini hissettirdiyse, öğrettiyse ne iyi. Bir yerde ölümler veya kazalar bize neyin olması gerektiğini gösteriyor demek. Yoksa bakımı yapılmayan kamyonların trafikte seyir halindeyken sık sık freninin patlayarak ölümlere yol açmasını kaza diye tanımlarsak tersanelerde de bu tür olaylar azalmaz. Yazık olur ölenlere.
* Sonuç- "Değişmemek en büyük risktir, ancak nadiren böyle algılanır." Waterman
Yayın tarihi: 29 Ağustos 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/29//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.