Üniversiteden atılmak sanıldığı kadar kolay değil

Her seçim dönemi yaklaştığında "af" sözcüğü ortalıkta dolaşır. Bu kez de öğrenci affı gündemde. Hem iktidar hem de muhalefet nadir de olsa bu konuda aynı görüşü paylaşıyor. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik affa akademik bir başarısı sağlamadığı gerekçesi ile karşı çıkıyordu. Bu kez baskılara boyun eğmek zorunda kalacak gibi görünüyor. Çelik 2005-2008 yıllarını kapsayacak bir çalışmaya başladıklarını söylüyor.
Akademisyenler de affa sıcak bakmıyor ve başarı getirmediğini savunuyor. Onlara göre her af kararı siyasi ve sandıktan daha fazla oy çıkmasını sağlamayı hedefleyen popülist yaklaşımın ürünü.
Sanıldığının aksine üniversiteden başarısızlık nedeni ile atılmak hiç de kolay değil. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 44. maddesi bu konu ile ilgili düzenleme içeriyor. İki yıllık ön lisans öğrencisine verilen azami süre 4 yıl. Bu dört yıllık lisans programlarında 7 yıl, 5 yıllıklarda 8 yıl, 6 yıllık programlar da 9 yıl.
Bu süreler sonunda; son sınıf öğrencilerine, başarısız oldukları bütün dersler için biri bütünleme olmak üzere iki ek sınav hakkı veriliyor. Başarısız ders sayısını öğrenci 5'e indirirse bu beş ders için üç yarı yıl, ek sınavları almadan beş derse kadar başarısız olan öğrencilere dört yarı yıl, üç veya daha az dersten başarısız olanlara ise sınırsız sınav hakkı tanınıyor.
Buna rağmen gerekli not ortalamalarını sağlayamamış son dönem (sınıf geçme esasına göre öğretim yapılan kurumlarda son sınıf) öğrencilerine not ortalamalarını yükseltmek üzere diledikleri son iki sınıf derslerinden sınırsız sınav hakkı tanınıyor. Yani "Atılabilmek için öğrencinin çok ısrarlı olması gerek."