Dinimi Musa için bile olsa değiştirmem

- Din değiştirme meselesi konuşuldu mu aranızda? Din değiştirmeniz istendi mi?
- S.S: Musa bana hiçbir zaman dinimi değiştirme konusunu açmadı. Ama beraber bir yolculuğa çıktık. Musa benim yoldaşım. Onun geleneklerini göreneklerini yapabildiğim kadar yapıyorum. Dinine çok bağlı bir aile. Her cuma Şabat yaparız. Masa başında babası dua eder, herkes o duayı dinler. Sonra herkes birbirini öper. Çok tuhaftır, o sırada ezan okunur. Ben de içimden kendi dinimde dua ederim. Çocukluğumdan beri kalabalık bir ailenin özlemin çektim. Tek çocuk olduğum için hep yalnızdım. Bir baba özlemim de vardı. Musa'nın babası da beni bu kadar istememiş. Yapımda yağcılık hiç yoktur, kendimi çekerim. Tavırları devam ediyor olsaydı o zaman ben de affetmezdim.

- Birbirinizde nelere şaşırıyorsunuz?
- S.S: Musa her sabah şarkı söyleyerek uyanır. Komik bir arabeskçi gırtlağı yapar. Musa görünmekten, gazetelere çıkmaktan, gösterişten hiç hoşlanmıyor. Bizim o bunalımlı dönemimizde, o negatif ortama rağmen o kadar güzel vakit geçiriyorduk ki, bu bize güven verdi. Evde oturup TV seyrederken, internete girerken eğleniyorduk. Gece hayatını sevmiyoruz. Yemeğe çıkıyoruz ama magazin basınının olduğu yerlere gitmiyoruz.

- M.A: Bu kaçmak değil ama hoşumuza gitmiyor. Gidip de orada alkol almak, aman fotoğrafımız çekilsin demek... sevmiyorum.
- S.S: Musa beni gösterişli arabalara da bindirmiyor. Eskiden arabalarım da konuşulurdu. Gösterişi sevmiyor. Şarkıcı çevresinden koptum. Benim o camiadan ne arkadaşım oldu ne de alakam kaldı. Sanat camiasındaki kadınların evlenebileceği kaç tane işadamı var ortada... Ne yapıyor onlar da? Kendi evlenebilecekleri türden birilerini buluyorlar. Bunun yürümeyeceği de zaten malum. Musa olgun, arayışları çok farklı. Çocukken annemle babamı bir arada çok fazla göremememin acısını çektim. Belki hatalarım bundan ileri geldi. Dolayısıyla kesinlikle birbirimize ömürlük söz verdik. Bunun için ikimize de yaşlanana kadar bir sürü fedakârlık düşecek. Benim kocam 15. senede umarım 'Biraz hava alayım, etrafa bakayım,' demeyecek.

- M.A: Burada iş biraz da kadına düşüyor. Kadının, kocasıyla mutlu bir hayat için kaprislerinden vazgeçmesi lazım. Siz işinizle çok iç içeyseniz, kocanıza az zaman ayırıyorsanız o da "Sen yoksun, erkek arkadaşlarımla çıkayım," der ve orada gözüne biri takılır.
- S.S: Erkekler seninle aynı evde oturmayı çok seviyorlar, seninle yaşamak da tamam ama seninle her dakika bir şey yapmak istemiyorlar.
- M.A: Seren'i tanıdığımda 30 senelik alışkanlıklarım vardı. Seren'e ters gelen şeyler de olabilirdi ki, oldu da.

- Ne oldu?
- S.S: "Bekâr arkadaş istemiyorum," dedim. Bekâr arkadaş kim? Benim aileme, bana zarar verecek insanlar istemiyorum. Çünkü neden? Ben bir yuva kurmuşum, evliliğin adı evlilik. Evliysen sorumlulukların var, kuş gibi özgür olamazsın. Ama bekâr arkadaş evli bir erkek için doğru değildir.

- Magazinciler niye bu kadar sizin peşinizde?
- S.S: 15 gün Bodrum'a gitmiştim. Yemin ediyorum görünmemek için hiçbir yere adım atmadım. Bu sefer 'Teknede kalıyor, çocuğunu düşürecek bize görünmemek için,' dediler. Hayattan beklentim gündemde kalmak olsaydı, işime önem verirdim. Beni Madonna yapacağını bilsem, sevmediğim bir adamla oturup kahve içemem. Dolayısıyla ben misafir sanatçı kalmayı yeğledim. Tipimle doğallığı kaçırıyor olabilirim ama o kokoşluğumdan ileri geliyor.

- Kocanızla bütçeniz ortak mıdır?
- S.S: Almak istediğim bir şeyi Musa'ya sormam. Bazı alışkanlıklarım var. Bir şeyi beğenmişsem gider aynısından beş tane alırım. Musa yanımda olsa onun parasına acırım. O benden sakınacağı için değil. Musa gerekli yerdeki harcamaları doğal buluyor, ama bugüne kadar bana 'Şunu alma,' dememiştir. Erkeğe finansal olarak bağlı yaşamayı sevmiyorum. Birine bir şey sorarak almaya alışkın değilim. 10 tane ayakkabı alacaksam alırım.

- Yatırımlarınızı kim yönlendiriyor?
- S.S: Onu annem yapar. Yatırım yapamam, ben, satarım. Bugüne kadar annemin üzerindeydi her şeyim. Yoksa savurganlığımla çoktan sokaktaydım. Musa istikrarlı, annem gibi bir kocam oldu işte. Kaç sene sonra ben hayatımın gururunu yaşıyorum. Çünkü annem evlendiğim adam için başımın etini yemiyor. Evlendiğim adam da annemin dırdırından şikâyetçi değil.