Lezbiyen, gay, biseksüel, travesti veya transseksüel anneleri, bu yönelimlerin bir hastalık ya da tercih olmadığını anlatıyor.
Anneler 'Lambdaistanbul Aile Grubu'nu kurdu
Lezbiyen, gay, biseksüel, travesti, transseksüel annesi kadınlar, çocukları için bir araya geldi. Lamdaistanbul Aile Grubu "Çiçekler nasıl binbir çeşitse insanlar da öyledir" mesajını vermek için çalışıyor..
Çocukları lezbiyen, gay, biseksüel, travesti, transseksüel (LGBTT) olan anneler, Lambdaistanbul Aile Grubu (LİSTAG) adı altında bir dayanışma grubu kurdu. Amaçları, çocuklarına ve birbirlerine destek olmak; henüz ailelerine açılamamış olanları ya da yeni açılanları bu süreçte yalnız bırakmamak. Topluma, 'Çiçekler nasıl binbir çeşitse insanlar da öyledir' mesajını vermek istiyorlar. Lezbiyen, gay, biseksüel, travesti veya transseksüel olmanın bir hastalık ya da tercih olmadığını da anlatmayı hedefliyorlar. Her hafta cumartesi günü bir araya gelen anneler, kimi zaman çocuklarının da katıldığı toplantılarda, yaşadıkları sıkıntıları, ailelerin çocuklarına nasıl yaklaşmaları gerektiğini konuşup, deneyimlerini aktarıyorlar. Sadece iki annenin girişimiyle Ocak 2008'de bir araya gelen grup üyelerinin sayısı gün geçtikçe artıyor. Öyle ki, toplantılara annelerin dışında artık babalar, ablalar, ağabeyler, kardeşler, kuzenler da katılıyor. Sayıları 25'i geçen dayanışma grubu, aralarına katılan yeni ailelerin birbirlerine yakınlaşmalarını sağlıyor.
AİLELER İÇİN EL KİTABI HAZIRLANIYOR
LİSTAG, çocuklarının, eşlerinin, kardeşlerinin eşcinsel, biseksüel, travesti ya da transseksüel olduğunu öğrenen ailelere yönelik bir kitap da çıkarma hazırlığında. Kitapta, ailelerin çocuklarının cinsel yönelimlerini ve cinsiyet kimliklerini öğrendikten sonra nasıl davranmaları gerektiği; eşcinsellik, biseksüellik, travestilik ya da transseksüelliğin ne olduğu anlatılacak. Bir anlamda çocuğu onlara açıldığında ya da onun LGBTT olduğundan şüphelendiklerinde ne yapacağını bilemeyen ailelere yardımcı bir kılavuz olacak. Yurtdışındaki aile toplantılarına da katılıp, deneyimlerini paylaşan anneler, şu sıralar Lambda'nın kapatılmasına karşı da mücadele veriyor. "Çocuklarımızı kaybetmek değil kazanmak istiyoruz," diyen, grubun kurucularından 51 yaşındaki, eşcinsel annesi, ev kadını Selma Hanım şöyle konuşuyor: "Oğlum sekiz yıl önce bana açıldığında, 'Neden benim başıma geldi, onu çok iyi yetiştirdik' diye düşündüm. Bilmediğim bir konuydu. O süreçte böyle bir grup olsaydı, eminim süreci daha kolay atlatırdık. Daha sonra ailece psikoloğa gittik. Oğlumuzu dışlamak yerine anlamaya çalıştık. Ona duyduğumuz sevgiyle bağrımıza basıp, bunun bir hastalık olmadığını öğrendik ve kendi bakış açımızı değiştirdik." Eşcinsel ablası olan 30 yaşındaki Ayşe öğretmen, bilgisizlik nedeniyle toplumun önyargılı olduğunu vurgulayarak şöyle konuşuyor: "Kardeşim bizimle eşcinsel olduğunu paylaşınca önce şaşırdık, sonra kabullendik. Onu anlamamız, yardım etmemiz gerekiyordu. Tabii birilerinin de bize... Araştırdıkça bunun yaşamın bir parçası olduğunu gördük. Onu çok seviyoruz ve cinsel yöneliminin hiçbir önemi yok. Amacımız toplumsal duyarlılığı artırmak, çocukların yasalarla güvence altına alınmasını sağlamak. Çünkü LGBTT bireylere yönelik çok fazla hak ihlali oluyor. Lambdaistanbul'un yeni sivil anayasadan talebi olan 10. maddeye cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığının da girmesi talebini destekliyorum." Biseksüel annesi 52 yaşındaki emekli biyolog Gülseren Hanım, oğlundaki farklılığı ergenlik döneminde fark edip psikoloğa götürmüş. Buna rağmen oğlu kendine açılmayınca, kendisine sorup gerçeği öğrenmiş. "İçine kapanıktı ve bir şeylerin ters gittiğini fark ediyordum. Biseksüel olduğunu söylediğinde ben de psikiyatriste gittim. Değişmesi gereken benim düşüncelerimdi. Bu nedenle süreci kolay atlattım. Şimdi aile toplantılarına onunla birlikte geliyorum. Benim için bir şey değişmedi. LİSTAG geç kalmış bir grup. Keşke daha önce bir araya gelseydik. Amacımız daha çok insana ulaşmak."
DOKTOR DOKTOR GEZMİŞ
Emekli sigortacı 47 yaşındaki Eda Hanım, transseksüel annesi. Geçirdiği beyin ameliyatından sonra oğlunun karşısına geçip, "Anne benim ruhumla bedenim farklı," dediğini söyleyen Eda Hanım, yaşadığı süreci anlatıyor: "Önce oğlumun neden böyle bir şey dediğini anlamadım. Birkaç gün sonra 'Anne ben aslında kızım. Ruhumla bedenim farklı,' dedi. Henüz 15 yaşında olduğu için ergenlik sürecini anlamadığını düşünüp, psikolog ve psikiyatrlara götürdüm. Hep doktorların geçici bir şey olduğunu söylemesini istedim. Bu arada gizli gizli hormon ilaçları alıyormuş. Göğüslerinin büyüdüğünü fark ettim. En son İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bir profesörün yaptığı testler sonucunda gerçeği öğrendim. 'Oğlunuz transseksüel, alışmaya başlasanız iyi olur,' dedi." Oğlunun cinsiyet düzeltme ameliyatı için zorunlu olan iki senelik yasal sürece girdiğine değinen Eda Hanım, "Şu an terapi sürecinde. Daha sonra hormon tedavisine geçilecek. Tüm bunlar doktor kontrolünde yapılıyor. 'Ameliyat olabilir' raporu verildiğinde, ameliyatla kadın olacak. Şu an 17 yaşında, yeni doğmuş bir genç kızım var. Kızım diye sesleniyorum artık. ÖSS sınavına girdi ve üniversiteyi kazandı. Dışarıda artık kadın gibi dolaşıyor. Çocuğumun ruhunun da bedeninin de istediği gibi özgür olmasını istiyorum. Onu ben dünyaya getirdim. Korumak zorundayım. Tırnaklarını nasıl törpüleyeceğini, nasıl makyaj yapacağını, kaşlarını nasıl alacağını öğretiyorum. Toplum transseksüelliği sapkınlık, özenti olarak gördüğü için kızım içine kapanmıştı. Ama benimle birlikte bu toplantılara geliyor, uzun süredir ilk kez yüzü güldü. Kendini anlayan birilerini tanımak onu rahatlattı," diyor.
Danışma Hattı: (0212) 244 57 62
Yayın tarihi: 9 Ağustos 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/12/ct/haber,09CDFE85024A421883AF03337A64342E.html
Tüm hakları saklıdır.