Hiçbir bildiriye imza atmadım

* Siyasetin en çalkantılı olduğu ve üniversitelerde en çok yaşandığı dönemde rektörlük yaptınız. Rektör ve hocalar sürekli bildiri yayınladı. Ama hiçbirinde imzanız yoktu...
Rektörün görüşünün üniversitenin görüşü olarak ifade edilmesine çok karşıyım. Üniversite tek görüşün ifade edildiği bir yer olamaz. Üniversiteler özünde evrensel olmak zorundadır. Akademik organları, üniversite senatosunu politik olayların dışında tutmaya çalıştım. Hiçbir politik konuda senato bildirisi yayımlamayı tercih etmedik. Bu, üniversitelerin çoğuna aykırı geldi. Son dört yıl boyunca senato bildirileri çok yaygınlaştı. Akademik organlara politik laf söyletmek, lafın özü doğru olsa da, hatalıdır. Ben bunları talihsizlik olarak görüyorum. Zaten bunların bedelini üniversiteler ödüyor.

* En tartışmalı Üniversitelerarası Kurul'un YÖK'ün türban genelgesine karşı bildirisiydi...
O durumu üniversitelerin politize olma süreçlerinden biri olarak okudum. Bana hitap eden bir ortam değildi. İmza atsaydım benim üniversitemin tek bir görüşü olduğu noktasına gelmiş olurdum. Başka bir bildiriye imza atsam taraf olma ithamını kabul edeceğim. Ama başka bildirilere de imza atmadım. Bir tek TCK 301'inci maddenin kaldırılması için imza attım. Çünkü vatandaş olarak imza atmayı çok arzu ettim.

* Üniversiteler nasıl oldu da bu kadar siyasetin merkezine oturdu?
Hep böyleydi. Daha önceki dönemlerde de üniversiteler üzerinde siyaset yapıldı. Belirli dönemlerde bu daha vurgulu bir şekilde yapılıyor.

* Seçimde neden birinci seçilmediğinizi araştırdınız mı?
Neden seçilmediğimi tahmin edebiliyorum. Ama seçim seçimdir. Hayal kırıklığı yaşamadım. Çünkü ben oy almak için yapmak istediğimden farklı bir şey yapmaya razı değildim. Keskin görüşlerim var. Popülizm yapmam, popülist bir kampanya yürütmedim.