- Çözüm nedir, bu sürecin sonrası için ne öneriyorsunuz bir akademisyen olarak?
- Standart bir söylemdir ama; hepimizin aynı gemide olduğumuzu fark etmemiz gerekiyor. Bu gemiyi yüzdürmek zorundayız. Kendi içimizde mücadele edebiliriz ama kavga etmemeliyiz.
Türkiye, kavgasını uluslararası düzeylerde vermeli. Biz
Türkiye'yi kontrol etme kavgasının içindeyiz ama enteresan olan şu ki; taraflardan hiçbiri kazanmayacak bu oyunu! Amiyane tabiriyle, başkalarının ekmeğine yağ sürüyoruz. İnsanlar zannediyor ki, atlar yarışıyor, birbirini geçmeye çalışıyor. Hayır, bahsi oynayanlar atlar değil ki.
- Bu söylediğiniz tam olarak ne ifade ediyor, açar mısınız?
-
Türkiye'nin iktisadi kaynaklarının kontrolünden,
Türkiye'nin siyasetinin kontrolünden,
Türkiye'nin dış politikada özel tavır almasının engellenmesinden söz ediyorum. Birçok şey olabilir. Milli İstihbarat Teşkilatınız içerisiyle uğraşmaktan
Türkiye'deki dış istihbarat oyunlarıyla ilgilenemeyecek duruma geldiği zaman, emniyet teşkilatınız türlü spekülasyonlarla güvenilirliğini yitirdiği, silahlı kuvvetleriniz darbe söylentilerinden başını alıp sınır ötesinde operasyon bile yapamayacak hale geldiği zaman, kısaca siyaset her tür değerinizi çürüttüğü zaman, zaten ülkeniz üzerinde birçok farklı faktör rol oynamaya başlar.
Yayın tarihi: 10 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/10/pz/haber,581248245F8B4AA5814DA517AE29B355.html
Tüm hakları saklıdır.