Bir aydın olarak, kentli olarak, küçük burjuva olarak (ne isterseniz deyiniz) halk dediğimiz kesime asla yukarıdan bakmadım. Asla genelleme yapmadım, halkı kimilerinin yaptığı gibi kaba, kıllı, cahil bir sürü olarak görmedim. Halk sonuç olarak aynı topraklar üzerinde birlikte yaşadığımız, aynı kaderi paylaştığımız, farklılıklarımız yerine ortak noktalarımızı araştırmamız gereken bir büyük, yoğun, kaypak ve devasa kitle. Halk demek çoğunluk demek, toprağın asıl sahibi demek. Onu beğenmeyebiliriz, ama küçümsemek yerine eğitmeyi, hakaret etmek yerine değiştirmeyi denemeliyiz. Ve kendimizi asla ondan çok ayrı bir yere koymamalıyız. Yine de geçen hafta Doğu'da, Beytüşşebap ilçesine bağlı Cevizağacı Köyü'nde, günler süren ve saatler boyu, çolukçocuk en ağır silahlarla binlerce kez ateş edilen sözüm ona düğün şenliğini TV'de izlerken şaşırdım, üzüldüm. Bu çağda bu silah tutkusu, bu bitmeyen maçoluk, ateş etmeyi erkekliğin, neşenin, coşkunun simgesi sayan bu anlayış. Üstelik Süryaniler gibi sevip saydığım, terk edilmiş kiliselerini kahrolarak gezdiğim, haksızlık ettiğimize inandığım bir halk, bir kültür tarafından... Peki ama onlar Türk ise, gerçekten de ben neyim?
Bugünkü Tüm Yazıları
Onlar Türk ise ben neyim?
Yayın tarihi: 25 Temmuz 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/25/cm/haber,F9E01583B4AA4392A12EB43044625A72.html
Tüm hakları saklıdır.