DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Ergenekon'un sulandırılmaya çalışıldığını belirtirken, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı da "Ergenekon kuyrukçuluğu" yapmakla suçladı.
CHP'nin Ergenekon soruşturması konusundaki tavrı nedeniyle halkın "acaba Ergenekon'la CHP arasında bir ilişki mi var' diye düşündüğünü savunan Türk, "Gerçekten CHP'nin bu politikasının altında bir şeyler olduğuna inanıyorum" dedi. Türk, partisi hakkındaki kapatma davasının DEP davasıyla benzerlik taşıdığını ifade ederek, "o gün de 18 arkadaşımız vardı Parlamento'da. Parti kapatıldı, onlar cezaevine konuldu. Aralarında tek kadın arkadaşımız Leyla Zana vardı, şimdi 8 Leyla Zana var, o zaman bir Hatip Dicle, Selim Sadak, Orhan Doğan vardı, şimdi 14 Hatip Dicle, Selim Sadak, Orhan Doğan var" diye konuştu.
DTP 2. Büyük Olağan Kongresi'nde genel başkan seçilen Mardin Milletvekili Ahmet Türk, kongrenin ardından ilk kez toplanan parti Meclis Grubu'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kendilerine güç ve moral veren görkemli bir kongre yaptıklarını ifade eden Türk, kongrede barış ve özgürlük iradesini ortaya koyan bir halkın olduğunu belirtti ve "grubumuzla birlikte onlara layık bir siyaset üreteceğimize söz veriyoruz" dedi. Türk, kongreye katılan partililere, delegelere de teşekkür etti. Konuşmasında
Türkiye'nin tehlikeli bir süreç yaşadığını ve normalleştirecek politikalar uygulanması gerektiğini kaydeden Türk, Anayasa Mahkemesi'ndeki kapatma davasını da değerlendirdi. Anayasa Mahkemesi'nin görevinin bilincinde olan bir mahkeme olduğunu belirten Türk "ama biraz hukuku tarif etmemiz lazım. Anayasa Mahkemesi borçlar hukukuna bakan bir mahkeme değil. Toplumsal realiteyi dikkate alan bir mahkeme olmalı" dedi. Yıllardır
Türkiye'nin şiddet sarmalından kurtulması için çaba gösterdiklerini, "silahın çözüm aracı olamayacağı'nı savunduklarını dile getiren Türk "şiddeti tasvip eden kim. Güç kullanmayı operasyona dönüştüren mantık mı? Biz mi? Biz sancılı sürecin bitmesi için büyük çaba gösteriyoruz" dedi.
Türk Ergenekon soruşturmasının
Türkiye'nin uzun süredir gündeminde olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Ergenekon bizim açımızdan çok önemli, ve bugün görülüyor ki, Ergenekon demokratik süreci sona erdirmeye yönelik bir çalışmanın içinde. TBMM'nin "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesini ortadan kaldırmaya yönelik bir arayışın, anlayışın içinde. Bunun beslenme kaynağını daha önce söyledik. Oradan beslenen, iktidarı hedef alan, demokratik siyasete son vermek isteyen bir anlayışa sahip. Şimdi adeta birileri bunu sulandırmaya çalışıyor. Birileri bu işi adeta sulandırıp Ergenekon kuyrukçuluğunu yapan bir tavır sergiliyor. CHP milletvekiline, gözaltına alınan general telefon açıyor durumu bildiriyor, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, -dört dönem birlikte aynı partide siyaset yaptık- kritik konularda, önemli konularda hep tartışmak istemeyen, kaçan bir yapıya sahip. Ama bugün Ergenekon'un kuyrukçuluğunu yapıyor. O zaman halkımız "acaba bir ilişki mi var?' diye düşünüyor haklı olarak. Hrant Dink olayından dolayı mahkemeye getirilen Yasin Hayal isminde bir sanık "yaşasın Muhsin Yazıcıoğlu, yaşasın alperen örgütü'diye bağırıyor. Bu mesaj gerçekten sevgisini mi göstermeye yönelik yoksa bir mesaj mıdır?. Biz bunların ortaya konmasını istiyoruz. Ben şahsen CHP'nin bu politikasının altında bir şeyler olduğuna inanıyorum."
DTP olarak "Ergenekon çetesinin ceza alması' gibi bir dertlerinin olmadığını ancak binlerce faili meçhulun üstünün örtüldüğünü, Türk ve kürt halkının karşı karşıya getirildiğini belirten Türk, "bizim özlememiz bunların kirli çamaşırları ortaya çıksın, Türk halkı da Kürtlerin yaşadığı ızdırabı, acıları görsün ve yeniden düşünsün. Biz Ergenekon'u bunun için çok önemsiyoruz" dedi.
"ERGENEKON SULANDIRILIRSA KUYRUĞUNA BASILAN YILAN GİBİ TEHLİKELİ OLUR"
Ergenekon olayında bir çetenin oluşumu ve yapısının görüldüğünü savunan Ahmet Türk bu çetenin ortaya çıkarılmasının çok önemli olduğunu ve
Türkiye'nin demokratikleşmesini sağlayacak bir refleks olarak gördüklerini de söyledi. Ergenekon'un sulandırılması halinde "kuyruğuna basılan bir yılan gibi demokrasi karşısında çok tehlikeli bir noktaya geleceği'ni öne süren Türk "Ergenekon'u basit gösteren bir mantığa karşı da bir şey söylememiz gerekiyor. Geçmişte Şemdinli de suçüstü yakalandılar. Bu hükümet bu devlet bir başçavuşu bile cezalandıramadı. Susurluk olayı boş çıktı. Önemli belgeler ve bulgular olmadan bugün bu soruşturmayı yürütenler kime güvenerek o derin kuyunun içine girecekti. Bunu görmek lazım. Dün Şemdinli davası nedeniyle bir savcı görevden alındı. Bu soruşturmayı yapan savcılar yargıçlar bilmiyor mu? O zaman mesele çok büyüktür. Bu işi siyasi partilerin sulandırması kadar ağır bir suç olamaz." diye konuştu.
"8 LEYLA ZANA, 14 HATİP DİCLE, SELİM SADAK, ORHAN DOĞAN VAR"
Türk konuşmasında, Anayasa Mahkemesi'ndeki kapatma davasını da değerlendirdi. DTP davasının DEP davasıyla benzerlik taşıdığını ifade eden Türk, "O dönemde de parlamento da 18 arkadaşımız vardı. Arkadaşlarımız cezaevine gönderildi. O dönemde bir tek bayan arkadaşımız vardı. Bir Leyla Zana vardı. Ve inatla bu mücadeleyi sürdürdük Ama bugün 8 tane Leyla Zana var, o gün Selim Sadak, Hatip Dicle, Orhan Doğan vardı, bugün 14 tane Hatip Dicle, Selim Sadak, Orhan Doğan var. Yarın bu sayı daha da artacak. Demek ki partileri kapatmakla olmuyor. Biz biliyoruz daha güçlü çıkacağız. Gelin bu partilerin kapatılmasını tarihin çöplüğüne atalım" diye konuştu.
GEYLANİ: SÖZDE SUÇLARI İŞLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Grup toplantısında, kongrede resmen DTP'ye katılan Hakkari Milletvekili Hamit Geylani de bir konuşma yaptı. Siyasi özgürlüğü, insan haklarını, özgürlükleri ve toplumsal barışı savunduğu için siyasi yasaklı olduğunu belirten Geylani, "bu sözde suçları hep birlikte yeniden işlemeye devam edeceğiz" dedi.
(ANKA)