kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Temmuz 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
NAZLI ILICAK

Siyaset ve Bayar

Siyaset, sürekli değerli isimleri harcayan bir mekanizma. Çünkü, tabii sürecinde yürümüyor; oradan buradan çomak sokanlar var. Hal böyle olunca, iyi yetişmiş insanlar da, politikaya çoğu kere mesafeli duruyor. Buna mukabil, bazen de büyük ümit bağlanan kişiler, şartlar yüzünden endilerinden beklenileni veremeyebiliyor.
Keşke Kemal Derviş de, Mehmet Ali Bayar da bugün aktif siyasetin içinde olsalardı. Derviş, sol bir partinin başında, Mehmet Ali Bayar ise, milliyetçimuhafazakâr çizgide. Türkiye'nin alabora olduğu bir dönemde siyasete girdikleri için, bir yerlere savruldular.
19 Temmuz tarihli yazımdaki bazı cümleler yanlış anlaşılmış. Ben, Mehmet Ali Bayar'ı, hiçbir zaman, Ecevit'in devrilmesini müteakip yeniden şekillendirilmek istenilen politikanın "mühendislerinden" biri olarak görmedim. Bayar, Demokrat Parti'nin Emniyet Genel Müdürü ve İstanbul Belediye Başkanı Kemal Aygün'ün torunu ve Adalet Partisi bakanlarından Nuri Bayar'ın oğlu. Askeri müdahalelerin ve sıra dışı baskıların, ülkeye zarar verdiğini en iyi bilenlerden biri. Farklı yorumlanabilecek cümlelerimi düzeltmek üzere bana, aşağıdaki açıklamayı gönderdi:
"Makul çoğunluk tabiri, benim kendi geliştirdiğim bir ifadedir. Hiçbir gazeteye mal edilemez. Siyasete girdiğimde, SABAH, Akşam veya Zaman da, Hürriyet grubu kadar, hatta daha fazla ilgi gösterdiler bana. İlk röportajımı Zaman'a vermiştim. 17 Eylül 2002 tarihinden beri, DYP üyesiyim; ki bu tarih bizler için manalıdır. Siyasete girdiğim günden beri aynı yerde duruyorum. Partimi mahcup edecek hiçbir hesap içinde bulunmadım. Ben siyasete girdiğim tarihlerde, tüm İstanbul sermayesi, Kemal Derviş üzerinde oyun kurmaya çalışıyordu. Bugün de, bu senaryolardan medet umanlar olduğunu görüyoruz. Medyayla iktidar olunamayacağını bilecek kadar tecrübeliyim. Tayyip Bey de herhalde bunu bugün görüyordur. AKP ve Erdoğan'ın savunması, onların, 2002'den bu yana yapıp yapmadıkları zeminine bina edilmelidir. AKP, demokrasi vaadiyle geldi ve yeterli çoğunluğu sağlamasına rağmen, kendisinden öncekilerin kolaycılığına sapıp, 12 Eylül Anayasası, antidemokratik siyasal partiler yasası ve seçim kanunlarına sığınmayı tercih etti; neticelerine de bugün katlanmak zorunda kaldı..."
Keşke Mehmet Ali Bayar'ı gene siyasetin ön sıralarında görebilsek.