kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Temmuz 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Çayın üretimi kadar toplama şekli de önemli.

Çay hayatımıza nasıl girdi?

Çaydan bu kadar bahsedip de tarihçesini kısaca hatırlamazsak olmaz. Çayın keşfedilişi ile ilgili rivayet muhtelif. Yaygın olan rivayete göre; günümüzden binlerce yıl önce her gün kaynamış su içmeyi adet haline getirmiş Çin İmparatoru'nun kaynatılan suyuna bir gün bir bitkinin yaprakları düşmüş. İmparator yaprakların suda bıraktığı tada hayran kalınca da çayın yeryüzü serüveni başlamış. Önce binlerce yıl keşfedildiği bölgeden çıkmayı başaramayan bu bitki, yeni sömürgeler arayan krallıkların denizcilerinin Ümit Burnu'nu keşfetmesiyle kabuğunu kırmış. Ve çay artık Avrupalı olmuştur. Olmuştur olmasına ama ilk önceleri kıta halkı tarafından alt tabaka olarak kabul edilen denizcilerin içeceği olduğu için pek de rağbet görmez. Ta ki çay tutkunu Portekizli bir kız İngiliz sarayına gelin gidene kadar... Portekizli kızın çeyizindeki bu bitki sarayda rağbet görmeye başlayınca, birdenbire soyluların içeceği haline gelir çay.

ÇAY ŞEHRİ
Çayın topraklarımıza girişi ise 18. yüzyılda oldu. O zamana kadar en yaygın içecek kahve iken, çayın tüketimi artmaya başladı ve o dönemde yeşil bitkinin Bursa'da yetiştirilmesi planlandı. Fakat her yeşil bitkinin yeşil Bursa'da yetişmeyeceği hemen anlaşıldı. Bursa'nın iklimi çayı kucaklayamayınca gözler Doğu Karadeniz'e çevrildi. 1924 yılında çıkarılan 407 sayılı çay kanunu ile çaya önemli teşvikler verilmeye başlandı. Önceleri Rize'de halk, geçim kaynağı mısır, lahana, fasulyeden vazgeçmek istemedi ancak 1936'daki ilave teşviklerle ve 30 ton tohum getirilmesiyle birlikte kent bugünkü çay şehri Rize oldu.