Geçtiğimiz günlerde
Türkiye yine bir terör olayına sahne oldu. Şehit olanlar da onları öldürürken ölen teröristler de gençti. Baba olmak üzere olan şehit polis memurunu ayırdığımızda (ki aslında o da çok genç) hepsi 25 yaşın altında. Rize Valisi Kasım Esen, şehit polisin cenaze töreninde çok önemli bir şey söyledi: "Hepimiz teröre çocuk yetiştiren bu sistemden sorumluyuz."
SORUMLU KİM?Belki kaçırmışsınızdır diye tekrarlamak istedim. Terör eylemini gerçekleştiren gençlerin aileleri, çocuklarının 'arkadaş kurbanı' olduklarını söyledi. Peşlerinden gittikleri arkadaşları, belli ki onlara bir şeyler sunmuşlar. Peki ya biz? Artan ekonomik sorunlar, öğretmenlerin bırakın denetlemeyi, tanıyamayacağı kadar fazla sayıda öğrencinin biriktiği sınıflar, öğretime odaklanmış, eğitimi bırakmış bir sistem... 600 çocuğa bir tane verebildiğimiz rehber öğretmenler ve işletilemeyen rehberlik... Başarısız, desteksiz, sorunlu çocukları eğitim sisteminin içinde tutarak kazanmak yerine, sokağa bırakmayı çözüm gören anlayış... Çocukları spor ve diğer sosyal aktiviteleriyle kendine bağlayamayan okullar... Bakamayacakları kadar çocuk sahibi olan, ekonomik zorluklar artınca aile içi şiddetin arttığı ve çocuklarını denetleyemeyen aileler... Bunlar olmasa da aile içi iletişimin zayıflaması, özellikle büyük şehir içinde kendi derdine düşen ailenin denetimi kaybetmesi ailelerin sorumlulukları... Onların olmadığı yerde çocuğun iletişimi internetten, filmlerden, hayali kahramanlardan ve aile dışındaki olumsuz insanlardan oluşmaktadır. Çocukların bırakıldığı sokaklarda spor alanları, gençlik merkezleri yerine şiddet, uyuşturucu ve taciz olan şehirler... Bir yanda kuvvetin, gücün, zenginliğin ve ünün kolay yolla, kaba güçle, cinsellikle, öldürmekle, korkutmakla elde edileceğini gösteren, aileleri, toplumu, medyası hatta devlet yöneticileri tarafından kabul edilip, değer verilen gerçek ve sanal kahraman modelleri... Diğer yanda da geçmesi gereken zor sınavlar sonrası okuyup kazanacağı, sahip olduğunda onu parasız ve işsiz bırakacak meslekler... Onlara "Okuyun," derken, bir yandan okuyanların ve okutanların bir değeri olmadığını, beceriksiz, bilgisiz, tanınmaz ve parasız olduklarını vurgulayarak küçümseyen devlet adamları, para sahipleri ve hatta aileleri... Evet, sunduklarımız bunlar. Evet, Rize Valisi'nin söylediği gibi, çocuklarımızı terörizme kaptıran bu sistemden hepimiz sorumluyuz. Bu sorumluluğu ve bedelini ödemeyi çocuklara bırakmak biz büyüklere yakışmaz.
OKS SONUÇLARININ ANLAMI Aynı gün OKS sonuçları açıklandı. Kazananlar, kaybedenler bir yana, en önemlisi toplu kopya çekilmesi haberiydi. Kopyayı hazırlayan ve gerçekleştiren çocuklar değildi. Erişkinler soruları almış, çözmüş ve çocuklara işaretlemeleri için sonuçları vermişti. Henüz küçükken onlara, çalışmanın enayilik olduğunu, emek sarf etmenin gereksizliğini, aldatmanın, hilenin, güçlüden yana olmanın başarı olduğunu öğreten tüm erişkinlere "Aferin!" Sınavı kazansalar ne olacak? Hep başkalarının onlar için karar vermesini, yapmasını, uygulamasını bekleyen çocuklar yetiştirince kim kazanacak? Böyle yetişen çocuk, bağımsızlığın, emeğin, özgürlüğün, başarının değerini nasıl öğrenecek? Böyle aileler, böyle öğretmenler, böyle idareciler, böyle büyükler olduğu sürece daha çok katil, terörist, iradesini bir ideolojiye teslim etmiş zavallı, bağımlı genç yetiştirir, daha çok genci kurban veririz. Zaman başkalarının yaptıklarına kızma değil, yapamadıklarımız için kendimize kızma ve sorumluluklarımızı yerine getirme zamanıdır.
Yayın tarihi: 19 Temmuz 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/19/ct/semerci.html
Tüm hakları saklıdır.