Allah'ın selamı! -Deniz DERİNSU

Doğaldır; özellikle sezon öncesi kamplarında "Fenerbahçe nasıl?" sorusuyla daha çok karşılaşırız. Bu sezon ilk kez bu sorunun yanıtını vermekte bu kadar zorlanıyoruz.
Tuhaf şeyler oluyor sarılacivertlilerde. Hadi sezon öncesi çalışmalarının basına kapanmasını geçelim, maç sonrası rejenerasyon idmanları bile medyadan uzak tutulmaya çalışılıyor. Hep beraber tel örgülere abone olduk. Ama bu tel örgüler içinde de bir duvar oluştuğunu artık herkes yakından hissediyor. Futbol takımı yalnız medyadan değil camiasından da uzaklaşmaya başladı. İmza dağıtan futbolcuların sayısı çok azaldı. Çünkü taraftar da takıma yaklaşamıyor.
Kampın sonuna geldik. Yeni bir hocayla yeni bir heyecan yaşamaya hazırlanıyorduk. Ama Aragones'ten daha bir kez bile Allah'ın selamını alamadık. Hadi diyelim İspanyol basınıyla problemli, Türk basınının suçu ne? Son Avrupa şampiyonunun hocasına herhangi bir saygısızlık olmadı ki...
Neyse ki telefonların önüne geçilemiyor. Takımın içindekilerle görüşüyoruz. Zico döneminden farklı bir şey hissetmediklerini söylüyorlar. Tek gözlemledikleri fark, idmanların biraz daha ağır oluşu. Fenerbahçe her sezon olduğu gibi yine tam kadro olamamanın sıkıntısını yaşıyor. MTK maçına iki haftadan az kaldı, hala transferin şart olduğu konuşuluyor. Ki gerçekten de şart...

EKSİKLER MANGASI
Aurelio'nun ardından Deivid ve Vederson'un uzun süreli ayrılıkları, Emre Belözoğlu'nun henüz takıma katılmayışı, Güiza'nın ayağındaki tozun halen durması, Fenerbahçe'yi yine eksikler mangasına çevirmiş durumda.
Hedef ne? Yapılmak istenen ne? Gidilen yoldan sarılacivertliler memnun mu?
Bunların cevabını uygun bir ortamda Aragones'ten selam alabildikten sonra sormayı düşünüyoruz. Ama yıllar sonra "Aradığımız hocayı bulduk" diyen F.Bahçe'ye yaklaşmak giderek zorlaşıyor.