Ekonominin en önemli verilerinin akşam saatlerine doğru yayınlanmasında ve bu verileri işleyecek, dikkatle değerlendirecek zaman kalmamasında korktuğum başıma geldi. Saat 17.00'de açıklanan verileri internet ortamında almak, incelemek ve tablo hazırlamak, yazmak ve sayfaya yerleştirmek için topu topu bir saatimiz var.
Bu nedenle dünkü yazıyı hazırlarken ödemeler dengesinin ilk sayfasına bakmakla yani analitik sunumla yetindik. Karışık geldi ama yine de bu haliyle aktarmayı tercih ettik. Ancak analitik sunumda mayıs ayında IMF'den sağlanan krediler rezerv varlıklar altında yer almış. Bu durumda rezervler IMF kredisi kadar azalmış. Finans hesabı altında gelen para 1.9 milyar dolarla cari açığın altında kalmış, aradaki farkın rezervlerden karşılandığı çıkarımını yapmıştık. Buna göre de
"Artan cari açığı cepten finanse ettik" dedik. Analitik sunum böyle bir görünüm veriyordu.
Ancak ayrıntılı sunumda gerçek daha başkaydı. Çünkü mayıstaki cari açığın finansmanı asıl IMF'den gelen 3.4 milyar dolarlık krediyle sağlanmış. Beni yanıltan bunun rezerv varlıklar altında yer almasıydı. Bu yanlışlığı düzeltmem ve sizlerden özür dilemem gerekiyor. Yetkililerden de verileri bir an önce normal bir zamanda yayınlamalarını diliyorum. Geç yayınlanmış, kamuoyunda doğru düzgün yer almamış, zamanında ve doğru yorumlanmamış verilerin kime ne faydası var ki? Takdir edersiniz ki, bundan sonra geç saatlerde yayımlanan verilere kolay kolay elimi sürmeyeceğim. Hata yapmamak için icraat da yapmayacağım.
Amaç eğer borsada manipülasyonu önlemek ise geç yayınlama bunu hizmet etmiyor. Çünkü SPK'nın manipülasyon suç duyurularında pek azalma yok. Üstelik borsanın üçte ikisine yabancıların hakim olmasına karşılık. Yabancıların büyük bölümü kurumsal yatırımcı ve şimdiye kadar haklarında pek işlem yapılmamış.
Mayıs ayında birikmiş IMF kredilerinin devreye girmesi cari açığı finanse etmede önemli katkıda bulundu. Bundan sonra IMF kredisi olmadığına göre acaba açığı nasıl finanse edeceğiz? Mayısta portföy yatırımlarının yeniden devreye girmeye başladığı görülüyor. Burada faiz artırımının katkısı mutlaka olmuştur. Bu artırım sürecinin devam etmesine karşılık doğrudan sermaye girişindeki azalmayı telafi etmeyebilir.
Bunun için özel sektör dış borçlanmasının sürmesi gerekiyor. Faizin artışı veya yüksek faiz cari açığı finanse etmeye katkıda bulunuyorsa dün Hazine Müsteşar Yardımcısı'nın tam bir ay sonra faizin yüzde 18'e düşeceği tahmininde bulunması neyi gösterir ve gerçekleşir mi?
- Sonuç- "Paranın maliyeti her zaman düşündüğünden fazladır." Emerson
Yayın tarihi: 11 Temmuz 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/11//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.