kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Temmuz 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Sanayide 10 yılın söylediği

Büyük resim için tıklayın
Geçen perşembe günü izlediğim İstanbul Sanayi Odası'nın aylık toplantısını yazmaya fırsat bulamamıştım. Sanayinin son 10 yılının ele alındığı bu toplantıda belli ana eğilimler ve önemli sonuçlar ortaya çıktı.
Her şeye ve arada yaşanan iki büyük krize rağmen imalat sanayi belli bir büyüme hızını yakalamış. 1997 üretimi 100 kabul edildiğinde imalat sanayi üretimi 2007'de 143'e çıkmış. Yıllık bazda ortalama yüzde 3.66 artmış. İmalat sanayinin 11 sektörü bu ortalamanın üstünde büyürken 11'i de altında kalmış. Hatta beş sektörde negatif büyüme yani daralma meydana gelmiş.

Parlayan ve sönen sektörler
Önce başarılı taraftan başlayalım. TÜİK'in sektör sınıflamasına göre büro, muhesebe son 10 yılda en hızlı büyeyen sektör. Üretim yıllık ortalama yüzde 10.94 artan bu sektör bilindiği gibi bilgisayar ağırlıklı. Taşıt araçları yüzde 9.24 ile ikinci sırada. 1997'de 100 olan üretim endeksi 242'ye yükselmiş. Radyo TV, plastik, ağaç, makine, kimya, ana metal, mobilya, metal eşya sektörleri ortalamanın üzerinde büyümüş.
Buna karşılık Türkiye'nin geleneksel ve istihdam deposu olarak bilenen sektörlerinde gerileme var. 1997'de 100 kabul edilen üretim 10 yıl sonra 2007'de giyimde 97.6'ya, tekstilde 91.8'e, deri ve ayakkabıda 85.2'ye düştü. Yıllık ortalama üretim kayıpları aynı sektörlerde sırasıyla yüzde 0.24, 0.85 ve 1.59 düzeyinde gerçekleşti.

Yeni istihdam yaratamıyor
Bitişikteki tabloda yer darlığından dolayı koyamadık ama daralan sektörlerdeki çalışanlar yıllık bazda yüzde 5 düzeyinde azalmış. İmalat sanayiinin toplamında da yıllık ortalama yüzde 1.5 istihdam kaybı meydana gelmiş. 1997'de çalışanlar sayısı 100 kabul edildiğinde bu sayı 2007 sonunda 86'ya gerilemiş.
Türkiye istihdam deposu, yerli kaynaklara dayalı, maliyetleri daha çok ulusal para cinsinden olan geleneksel sektörlerinde kan kaybediyor. Bunun sonucunda da imalat sanayi yeni istihdam yaratamıyor. Sadece bu gerçek bile sanayiye yeni bir yaklaşımı ve sanayi stratejisini gerekli ve acil kılıyor. Devam edeceğim.

Sonuç
"Uzağı düşünmeyen, üzüntüye yakındır."
Konfiçyüs