Geçen haftaki, büyük kentlerimizde yeşil alanların giderek yok edilmesi üzerine yazım ilgi gördü, yankılar aldım. Ama bir şey eklemek istiyorum. Benim kastettiğim, sadece kentlerin içindeki yeşil alanlar değil, kentleri çevreleyen yeşil kuşaklardı da. Son zamanlarda gittiğim her ülkede, her kente inerken uçaktan izlemiştim: Paris'den Berlin'e, Sidney'den Yeni Delhi'ye, dünyanın belli başlı tüm kentleri geniş bir yeşil kuşağın ortasında yer alıyorlardı. Bizimkiler gibi salkım-saçak her yöne doğru plansız programsız gelişen, hiçbir kent yoktu. Hele özellikle Yeşilköy'deki gibi, inerken adeta yüksek yapılara sürünür gibi olduğunuz bir havalimanı hatırlamıyorum. Belki Hong Kong'un dışında...
Türkiye'de bu konularda uyanan belli bir ilgiye karşın, kentlerimiz iyi planlanmıyor. Mimarlık-şehircilik-çevre kaygıları yetersiz, merkezi otorite zayıf, yerel yönetim donanımsız, halkın bu konulardaki eğitimi, görgüsü ise dünya standartlarınının çok gerisinde.
Türkiye'nin giderek her alanda yaşanmaz bir ülke haline gelmesini istemiyorsak, bu konulara ciddi biçimde eğilmeliyiz. Ve dağı-taşı imara açmaktan, doğayı betona dönüştürmekten ve kentlerimizi çirkin yapılaşmalara teslim olmaktan kurtarmalıyız.
Yayın tarihi: 11 Temmuz 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/11/cm/haber,1B6AD05809A54B4E8F247C72F58EFD41.html
Tüm hakları saklıdır.