Rekabet dünyasında, müşteriye özen göstermek iyi bir şey. Ama, mübalağa edince ortaya, fıkradaki durum çıkıyor.
Adamın biri eldiven almak için mağaza gider. Tezgâhtar sorar:
- Kışlık mı, yazlık mı? -
Kışlık.- Şu bölüme lütfen geçin, oradaki arkadaş ilgilenecek. Adam, yan bölüme geçer.
"Bana kışlık bir eldiven gerekiyor" der satıcıya.
- Deri mi, yün mü? -
Deri.- Öyleyse şu yan bölüme geçin ve sağdaki tezgâhtarla görüşün. Adam, denileni yapar.
"Bana deri kışlık bir eldiven gerekiyor" der. Bu defa
"Gerçek deri mi, suni deri mi?" sorusuyla karşılaşır
."Gerçek deri" cevabını verince de, bir başka bölüme yönlendirilir.
Oradaki satıcıya,
"Ben kışlık, gerçek deri bir eldiven istiyorum" diye talebini söyler. Ama yeni bir soruyla karşılaşır:
- Paltonuza uysun mu, uymasın mı? -
Uysun, deyince de, bir başka bölüme sevk edilir.
Tam o sırada, kapıdan içeriye bir adam girer. Bir elinde altından beton parçaları dökülen klozet; öbür elinde tuvalet duvarından birkaç parça fayans... Bağırmaktadır:
"İşte bu benim tuvaletim; bu da tuvaletimin fayansı. Pantolonumu sıyırıp eşkalimi de biraz önce gösterdim... Artık verin şu tuvalet kağıdını..." Pazar günü bir nebze gülümsememize yol açan Saim Güven isimli okuruma teşekkür ederim.
Yayın tarihi: 29 Haziran 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/29//haber,5C0980F337A14968A2892F88755CCE85.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.