Küresel piyasalarda 17 Mart'tan 19 Mayıs'a kadar süren iki aylık toparlanma dönemini son üç haftadır yeni bir dalgalanma izliyor. 19 Mayıs'a göre Dow Jones yüzde 8.6 değer kaybetti. Bu hafta ise büyük bankaların ikinci çeyrek kâr tahminleri açıklancak.
Lehman Brothers,
Goldman Sachs ve
Morgan Stanley'nin kâr tahminleri piyasa beklentilerini ne ölçüde karşılayacak, göreceğiz.
-
Enflasyona dönüş- Küresel piyasaların ve ekonominin asıl gündemini ise yükselmekte olan enflasyon, enflasyona yol açan petrol, gıda ve emtia fiyat artışları oluşturuyor.
Küresel piyasalardaki yatışmaya paralel merkez bankaları da itfaiyecilikten yani yangın söndürücülükten sıyrılıp enflasyon karşısında yeniden asli fonksiyonlarına geri dönüyor. Gelişmekte olan ülkelerde zaten faiz artırımları yapılıyor. ABD, İngiltere ve Kanada merkez bankaları ise finansal dalga karşısında faiz düşüşüne gitmiş, AB ve Japonya da faiz artırımından vazgeçmişti. Son durumda ise ABD faiz artırımına kapı araladı, AB'nin temmuz ayında faizi artırması bekleniyor. Japonya ise beklemede. Faiz artırımına ABD ve AB'nin katılmasıyla önümüzdeki dönemin zorluğu ortaya çıkıyor.
-
Faizler artacak- Enflasyonun en etkili ilacı faiz artırımları. En fazla artırım yapması beklenen de ABD. Bu nedenle zaten
10 yıllık ABD tahvil faizleri yeniden yüzde 4'ün üzerine çıktı, yüzde 4.26'yı buldu. Bu rakam 17 Mart'taki yüzde 3.29'un bir puan üstünde. ABD faizlerinin artışına kapının aralanması ve güçlü dolar yönünde Fed Başkanı ve Hazine Bakanı'nın açıkmaları zaten etkisini gösterdi.
Dolar da uzun zaman sonra euro karşısında haftalık en güçlü artışını yaşadı. Buradan iki sonuç çıkıyor.
Birincisi küresel faizler ve asıl da ABD faizleri yükselecek.
10 yıllık tahvil faizinin artması, gelişmekte olan ülkeleri ve dış kaynak girişine bağımlılığından dolayı Türkiye'yi etkileyecek. Artırımın başında olumsuz etkiyi görebileceğiz.
-
Dolar güçlenecek mi- İkincisi, bundan sonra
doların, euroya ve diğer paralara karşı değer kaybından çok değer kazanması gündeme gelebilir. Doların değer kazanmasıyla bazı emtia ve petrol fiyat artışları hız kesebilir. En azından dolar düşüşünün etkisi ortadan kalkar ve doların değer kaybı kadar fiyatların artırılması söz konusu olmaz. Genelde doların değer kazanması Türkiye aleyhine ama petrol ve emtia fiyatlarını frenlemesi nedeniyle de pozitif bir etkiye sahip.
-
İtfa yükü- 2007 Temmuz ayında uç veren küresel kriz zaman zaman alevlenip sönüyor, kendini gizleyerek aşama aşama devam ediyor. İçinde bulunduğumuz dönem yeniden bir alevlenme aşaması.
Yurt içinde siyasi belirsizlik ve ekonomik riskler dışarıdan gelen bu yangını büyütüyor.
Yukarıda küçük tabloda görüldüğü gibi,
temmuz ve ağustos ayındaki yüksek itfalardan dolayı bütçede faiz giderleri de büyüyecek. Bu da, faiz dışı harcamalardaki artışla birleşince bütçe açığının yeniden sorun haline gelmesi demek. Cari açıktan sonra bütçe açığı da bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Siyasi türbülans nedeniyle disiplin yönünde önlem pek alınnamayacak. Yaz türbülansına bir de bütçedeki bozulmayı eklemek gerekiyor.
-
En sıcak yaz- Siyasette, ekonomide ve finansal piyasalarda belki de
son yılların en sıcak yazına giriyoruz. İnişleri çıkışları bol ve yüksek türbülanslı yaz döneminin ilk aşamalarındayız sanki. Bu yazın en sıcak yaz olmasını kabullendik, kavrulmayalım yeter
- Sonuç- "Deli deli akanı bura bura sıkarlar." Türk Atasözü
Bugünkü Tüm Yazıları
Bu yaz piyasalar kavrulmasın yeter
Yayın tarihi: 16 Haziran 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/16//haber,2BA843DBC8924C058ED262553A829FC8.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.