kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Haziran 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Bu kez darbeyi neden bono tarafından yedik?

Petrol geçen cuma günü yüzde 8.86 artışla 140 dolara fırladı. Aynı gün ABD borsası yüzde 3.13'lük sert bir düşüş yaşadı. Petroldeki artış günlük en yüksek artıştı, borsa düşüşü de son yılların en büyüğü. Ağır bir darbeydi ve altından hemen kalkılması kolay değildi. Bu dış etkiye yurtiçi siyasi gerginlik eklenince bono faizi 2006 dalgalanması düzeyine geri döndü.

- En çok bono etkilendi- Bu atmosfer geçmiştekilerden farklı olarak bu kez en çok bono piyasasını vurdu. Bono faizleri yüzde 22.54 ile 26 Haziran 2006'daki yüzde 23.25'ten sonra en yüksek düzeyine çıktı.
Ne oldu da özellikle dışardan gelen dalgalara karşı güçlü duruş sergileyen bono piyasası bu kez vurgun yedi? Birden çok neden gündeme geldi ve diğer piyasaları da etkiledi.

- Petrol şoku etkisi- Birinci neden petrol fiyatlarındaki başdöndürücü çıkış. Yılbaşında 95 dolar olan fiyat 140 dolara çıkarak yüzde 45 arttı. Bu artış ekonomiler için başlı başına bir sorun. Petrol fiyatında 10 dolarlık artış Türkiye'nin dış açığını 5.3 milyar dolar, enflasyonunu da yarım puan yükseltiyor . Dünya piyasalarını kötüleştiren olgu da, enflasyonun riskinin hortlamasıydı.Bu nedenle zaten Avrupa Merkez Bankası faiz artırabileceğini açıklamıştı. Son olarak ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke de, faiz artırım sinyali verdi. Gelişmekte olan ülkeler zaten faiz artırıyor. Faiz artırımı tüketimin ve ekonominin yavaşlaması anlamına geliyor.

- Faiz artacak etkisi- Bono faizlerindeki hızla artışının ikinci nedeni, Türkiye'de faizin artacağı beklentisine girilmesi. Faize en yüksek noktasından girmek faiz getirisi yanında sermaye kazancı da sağlıyor. Bu durum yerlilerin alımlarını zayıflattı. Yabancılar ise zaten beklemedeydi. Bu durum bono faizini hızla yükseltti. Faiz, tepe noktasına daha kısa zamanda varacak gibi. Ondan sonra güçlü girişler olacak ve yönünü tekrar düşüşe çevirebilecek.

- Yüklü itfa etkisi- Hazine'nin temmuz ayında 20, ağustos ayında da 17 olmak üzere 37 milyar lira gibi yüksek itfasının olması da, piyasanın ve borç verenlerin elini güçlendiriyor. Faizler daha da yükselebilir beklentisi alıcıları geri tutuyor.

- Siyasi belirsizlik etkisi- Türkiye siyasetindeki gerginlik de faiz ve piyasalar üzerine ekstra bir baskı yaratıyor. Dün Başbakan'ın Anayasa Mahkemesi'nin kapatma davasında kararını verene kadar Meclis'in çalışacağını açıklaması, gerginliğin devam edeceğine yorumlandı.
Harcamaları artırıcı kararların da ardı ardına alınması ve ortada bir program olmayışı enflasyonist bekleyişleri körüklüyor, güveni azaltıyor.
Bunlara küresel yeni bir dalgalanma eklenince piyasalarda ortaya çıkan sonuçlar şaşırtıcı değil. Dışarıda dalganın hemen yatışması ve içeride siyasi belirsizliğin hemen çözülmesi beklenmiyor. Bu koşullarda piyasalarda düzeltmeyi beklemekten başka çare kalmıyor.

- Sonuç- "Ayağım karada olunca denizden hoşlanırım." Douglas Jerrold