Bu hafta nisan ayı ödemeler dengesi açıklanacak. 4.9 milyar dolara varacak bir cari açık bekleniyor. Üç aylık toplam ise 12 milyar dolar olmuş. Yani her aya ortalama 4 milyar dolarlık bir açık düşüyor. Nisanda bu 5 milyar dolara çıkıyor. Bundan sonra açığın 4-5 milyar dolar bandında gitmesi beklenebilir. Bu da bizi yıllık bazda 50 milyar dolarlık cari açığa doğru götürür. Hazine'den sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in bir süre önce açıkladığı rakam buydu.
Açığın beklenenden 10 milyar dolar daha yüksek çıkmasının asıl nedeni de petrol fiyatlarındaki hızlı artış. Doğalgaz fiyatları da petrole bağlı. Sonuçta petrol fiyatlarındaki artış toplamda enerji faturasını kabartıyor. Enerjide ithalata bağımlılığın bir yansıması cari açıkta ortaya çıkıyor.
-
Fatura ağır- Hazine'nin hesaplamalarına göre,
petrol fiyatlarında 10 dolarlık artış Türkiye'nin dış açığını 5.3 milyar dolar büyütüyor. Yine 10 dolarlık artışın
enflasyonu yükseltici etkisi yüzde 0.5 düzeyine varıyor. Bu sonuçlar aynı zamanda petroldeki bir günlük artışın da maliyetini gösteriyor. Petrol fiyatları 6 Haziran Cuma günü 11 dolar gibi, tarihte görülmemiş düzeyde birden yükseldi. Dünkü kâr realizasyonları ise sınırlı kaldı. Dolayısıyla
bir günlük maliyet, cari açıkta 5 milyar dolarlık ve enflasyonda yarım puanlık artış anlamına geliyor . Eğer petrol fiyatları düşmeyecekse.
-
Absorbe edildi- Şimdilik böyle bir fiyat düzeltmesi beklentisi yok. Zaten tahminler daha yüksek petrol fiyatlarına işaret ettiği için, cuma günü böylesine yüksek bir artış yaşandı. Denilebilir ki,
bir güne sığan yüzde 8.86'lık artış petrolde şimdiye kadar karşılaştığımız en büyük günlük artış. Ve de petrol fiyatlarının geldiği düzey çok ciddi sonuçlar yaratabilecek yükseklikte.
Petrol fiyatlarının 2002 yılında ortalama 22.8 dolardan yükselmeye başlaması ve yıllar içinde sürekli tırmanması küresel ekonomiyi çok da etkilemedi. En son 1980'de yaşanan petrol şokundaki 39 dolarlık fiyatın bugünkü gerçek değeri 101 dolara denk geliyor.
Hem enerji verimliliğinin sağlanması hem de dünya gelir düzeyininin yükselmesi bu fiyat artışlarını son aylara kadar absorbe etti. Ancak 100 doların üzerindeki seyrin ciddi etkileri de ortaya çıkmaya başladı.
-
Yeni petrol şoku- Denilebilir ki, 2002'den bu yana petrol fiyatları yükseliyor. 1980'deki rekor düzeyini de reel anlamda 2008'in başında geçti. 2008 başına kadar meydana gelen fiyat artışları karşısında dünya ekonomisi tınmadı. Ama
artık 130-140 dolarlık düzeylerden de fazlasıyla etkilenmeye başladı. Hem reel ekonomiye yapacağı tahribat açısından hem de petrol fiyatlarının seyri bakımından.
Yüzde 8.86'lık günlük değer artışı inanılması güç bir artış. Benzer şekilde hızla geri çekilmeler de dikkate alınırsa, yüksek petrol fiyatlarına bir de yüksek volatilite eklendi.
-
Ciddi sonuçları olur- Yüksek petrol fiyatlarının küresel ısınma ile birleşince gıda fiyatlarında da benzer etkiler yaratıyor. Petrol ve gıda da küresel fiyat artışlarını gündeme getiriyor. Amerika ve İngiltere krize girmemek için faiz düşürdü ama pek çok ülke merkez bankası da enflasyon belası ile başedebilmek amacıyla faiz artırımına gidiyor. Tıpkı bizde olduğu gibi.
Küresel kredi krizi nisbeten yatışmış, finansal piyasalarda panik önlenmiş olabilir.
Ancak bu hareketlerin ardından boy veren petroldeki şok artışlar, hem finansal piyasalarda hem reel ekonomilerde dramatik değişiklikler yaratmaya aday. Petrol şoku ve bu şokun yaratacağı yeni dalga ve etkiler artık sahnede.
- Sonuç- "Katlanmasını bilen için hiçbir acı önemli değildir." Chateaubriand
Yayın tarihi: 10 Haziran 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/10//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.