Yahu biz
"Araplar'a kum, Eskimolar'a da buzdolabı satmakla" övünürdük ama dizi de satar olmuşuz...
Evet, Suudi Arabistan ve Dubai'de
"illa Türk dizisi şükran" diye kıvranırlarmış meğerse!
Herhalde havamızı, suyumuzu ve laikliğimizi seviyorlar. Bizim oyuncular rakı sofrasını kurdukça
"oh, iç ya seydi, iç, biz içemiyoruz bari sen iç" diye göğüs geçiriyorlar.
Efendim, Doğan TV Holding derler bir kuruluş varmış. Tuhaftır, ben onların daha ziyade oto lastiği, karton kutu, çelik halat ve tavuk budu üzerine çalıştıklarını sanıyordum.
Bu holding, MBC Grubu derler bir Arap kuruluşuna üç dizi satmış.
Diziler o kadar başarılı dizilermiş ki, bunlardan birinde başrol oynayan çocuğa Internet üzerinden tam 19 bin evlenme teklifi gelmiş! (Kıza değil, çocuğa.)
Yani Deniz Gezmiş'i oynayan adama gelse gelse kaç evlenme teklifi geliyor allasen?
Üstelik Araplar
"bizde diziler en fazla 30 bölüm sürüyor, sizinkiler uzun ama akıcı" şeklinde konuşmuşlar.
Aman aman, iyi ki bize bakıp
"memleket mazbut, lakin ahali..." dememişler! Belki de o lafı
"memleket mazbut, lakin matbuat..." şeklinde düzeltirlerdi.
Demek ki
"yalelli" şeklinde dalga geçilen şarkılarda öncelik onlarda, uzunluk alanında, dizilerde de bizde...
Şimdi, bu MBC Grubu yeni yeni diziler alacakmış.
Onların da birtakım dizileri vardır elbet ama biz almayız. Arabı çorabı seyredip de ne yapacağız? Biz Arap deyince Yusuf Vehbi'yle Ümmü Gülsüm'de kaldık, onlar da babamın zamanındaydı.
Dizileri yaptırıp yayınlayan arkadaş da,
"şu an Arap ülkelerinde yaşayanların en çok görmek istedikleri yer İstanbul" şeklinde konuşmuş.
Sakın ha gelmeye kalkmasınlar! Ev kiralarını yükseltiyorlar, üstelik odanın ortasında tencere kaynatıyorlar. Aralarında lavaboya sıçan da görülmüş. Bir de ne o öyle
"antilaik antilaik" kıyafetler? Sınırdan giren ceketini giyecek kravatını takacak arkadaş!
Herkes kendi ülkesinde kalsın, onlar orada, biz burada. Bizi yalnızca televizyonda seyretmekle yetinsinler.
Biz onlara bol bol mal satalım, onlardan hiçbir şey almayalım. Petrol de almayalım.
Arap'tan çoraptan alacağımıza örneğin devrimci Venezuela'dan alalım ki maliyeti üç misli artsın.
Bu herifler Türkiye'de yatırım matırım da yapmasınlar. Petrol fiyatlarının amansızca yükselmesi üzerine bir anda ellerinde biriken ve serseri mayın gibi gidecek yer arayan amansız para Avrupa'ya yönelsin, bize gelmesin.
Onların pis paralarına ihtiyacımız yok, biz kalkınmanın
"fakir ama onurlu" cinsini severiz.
Fakat işimize geldiği zaman Araplar'la iş yapalım, işimize gelmediği zaman
"Araplar geliyor" diye yaygarayı basalım.
Araplar'a satılacak dizilerden birinde Necati'nin de oynatılmasını teklif ediyorum. Genç kızların gönlünü fethetmekle ünlüdür. Eh, karta kaçtı ama aslında yakışıklı adam, üstelik çok da komik.
"Artistlik kabiliyeti" yüksektir, özellikle kıvırtma, laf çevirme, zeytinyağı gibi üste çıkma alanlarında. Kıskanma, gammazlama, kışkırtma, yalan söyleme dallarında da başarılıdır. Bir de dilini düzeltebilse,
"geliyeleee, gidiyeleee" şeklinde konuşmaktan kurtulsa, belki evlenme teklifi bile alır.
Yayın tarihi: 1 Haziran 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/01//ardic.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.