kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Kat kat çürüme

Bir ülkede ana muhalefetin "şapşallık" yapması, o ülkede muhalefetlik mevzu olmadığı manasına gelmez.
Bir ülkede (telefonu açık unutup da yaygara patlatmışsa) ana muhalefetin kilit adamının "şapşallık" yapması, o ülkede telefonların hukuksuz dinlenmediği manasına gelmez.
Bir ülkede ana muhalefetin ana muhalefetinin şapşallık hattında çırpınıp durması şunu kanıtlar:
Türkiye'de ciddi bir muhalefete çok ihtiyaç olduğu halde, muhtıra kuyrukçuluğu, darbe sotacılığı, telefon sazanlığı ile başı dönen ana muhalefet yönetiminin ana fikri, şaşkınlık ve şapşallıktır.
Türkiye'de ciddi muhalefetlik çok konu ve yara olduğu halde, ne işçilerin, memurların, köylülerin, işsizlerin, hakkı yenenlerin, özgürlüğü çiğnenenlerin sorunlarına sahip çıkabilen, ne sosyal ne de demokrat olabilen, aslında harbiden cumhuriyetçi ve halkçı bile olamayan ana muhalefet yönetimi, hakiki toplumsal, ekonomik, siyasi muhalefet ihtimallerini de sulandırarak, naylonlaştırarak ciddi zarar vermektedir.
Türkiye'de, iktidar, kimi cemaat yapılanmaları, Emniyet ve içindeki mücadeleler, jandarma ve askerbirimler, Ergenekon tipi yapılar, çete oluşumları mücadelelerinde "telefon dinleme ve telekulak" meselesi aşırı ciddi iken, ana muhalefet yönetimi bu ciddiyeti de kendi şapşallığına kurban etmiştir.
Ülkenin bitmeyen taksitli ve kekeme savaşlarının bakiyesi şu:
"Devlet" denen ve paylaşılamayan o koca bina, hepsi de kendilerini mal ve mülk sahibi zanneden geçici konukları, kiracıları yüzünden, kat kat ve makam makam çürümüş durumda.
Üç kuvveti de yaralı, saralı bir devlet hali.
Nice alanda iktidarsız, fırsat bulabildiği kimi alanda ise fütursuz, dengeleri kaymış bir yürütme.
Hukuktan ziyade, ayrı "iktidar odağı" gibi bir yargı.
Çoğunluğu yürütmenin kurşun askeri, ana muhalefeti ise hem askeri hem şaşkın bir yasama.
Darbeden miras bir anayasa.
Eski komutanları inekli, mehtaplı darbe tasavvurlarıyla anılmış, muhtıralar yazmış bir askeriye.
Birbirlerini, eşlerini protesto ile "devletin birliği ve bölünmez bütünlüğü" nutukları atan büyük adamlar.
Sızdırma, komplo, tuzak, dinleme, faka bastırma humması.
Demokratlığın salt liberalleştirilmesi veya muhafazakârlaştırılması ya da her ikisi.
Cumhuriyetçiliğin faşizanlaştırılması.
Ciddi bir "medya problemi":
Gazeteciliğin iliştirilmiş, iliştikçe kafayı yemiş hali.
Patrona, dünyasına, iktidara, orduya, menfaatlere, cemaatlere, çetelere ilişmiş, yapışmış, yılışmış...
Kırışmış, buruşmuş...
Yarı eleştiri, yarı doğru, yarı hakikat, yarı cesaret, yarı bağımsızlık, yarı özgürlük, yarı hukuk, yarı vicdanla yarım yamalak, yamuk yumalak, cephede cephaneci, mevzilerde mevzii bir gazetecilik.
Az gittik uz gittik.
Onca geçmişte neler neler öğrendik.
Bunlardan da öğreneceğiz...
Bir yol bulacağız elbette.