Siyasette elbette kutuplaşmalar olur. Ancak rekabet ekseninde bir kutuplaşma olursa topluma yansıması olumlu sonuçlar doğurur.
Oysa bizde tam tersi oluyor.
Kutuplaşmayı daha çok kurumlar yaratıyor. Ya ordu devreye girip e-muhtıra veriyor ya da Yargıtay Başsavcısı veya Yargıtay Başkanlar Kurulu devreye girip Y-muhtıra veriyor.
Bunun en önemli nedeni de mevcut muhalefet partilerinin, iktidara alternatif siyaset önerememesi.
Türkiye bu kısır döngüden bir türlü çıkamıyor.
Bir siyasetçi gelinen noktayı şöyle değerlendiriyor:
"14 Mart çok açık biçimde 22 Temmuz'a meydan okumadır. Yani '22 Temmuz seçim zaferini tanımıyorum' demektir. Artık Türkiye'nin bir yüzleşme sürecini yaşaması gerekiyor." Ankara'da son dönemlerde yaşanan hükümetle kurumlar arasındaki savaşı sokaktaki insan da böyle algılıyor.
Bu yüzden de
"erken seçim" olasılığı daha çok konuşulur oldu. Tıpkı geçen yıl yaşanan 367 dayatmasından sonra olanlar gibi. O günlerdeki havayı bir hatırlayın; AK Parti hükümetini sıkıştırmak için neler neler yapıldı. 27 Nisan e-muhtırası, terör, muhalefet partilerinin Meclis'e girmemesi...
Sonra ne oldu?
Yüzde 34 oya sahip olan
AK Parti, 22 Temmuz seçimlerinde yüzde 47 ile geri döndü. Ama ne yazık ki bu dönem de fazla sürmedi. Elbette bu dönemde siyasi hatalar yaşandı. Ancak o hataların hesabı da yine kurumlar aracılığıyla sorulmaya kalkışıldı. Sorun da burada yaşanıyor.
Bu nedenle şimdi de
22 Temmuz öncesi rüzgarlar esiyor. Bazı muhalefet partileri yine esen rüzgarların sadece kendi yelkenlerini doldurması umudunu taşıyor. Bu hava değişime direnen kurumların yöneticilerinde de var.
Düşünülen şu: Bu sıkıştırmalarla AK Parti kapatılacak, siyasi yasak gelecek, devamı da seçime giderse oy kaybedecek.
Peki, buradan çıkış yolu var mı?
Görünen o ki AK Parti bu süreci bekleyerek, hatta herhangi bir değişim paketini gündemine almadan geçirecek.
Geriye bir tek çare kalıyor:
Erken seçim ...
Gerçi henüz iki yılını doldurup emeklilik hakkı elde etmeyen milletvekilleriyle önümüzdeki yıl bir seçime gitmek kolay görünmüyor. Ama bir kararlılık gösterilirse olmayacak şey de değil.
Eğer bir erken seçim kararı alınacaksa çıkış noktası
"Anayasayı değiştirme" projesi olmalı.
Böylelikle hem sivil siyaset rahatlamış, hem de toplum sürekli müdahale eden kurumlarıyla yüzleşmiş olur.
Bugünkü Tüm Yazıları
Yeni bir anayasa için 'erken seçim'
Yayın tarihi: 25 Mayıs 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/25//haber,F1ADBB3D1FE044D5B016840B54ADF7F8.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.