Bankaların yabancı sermayedar bulma ve pazarı kapatma yarışı içinde bolca kredi kartı dağıttıklarını biliyoruz. Hem bankaların kendi aralarında rekabet kültürü çarpık hem de bazı vatandaşların kredi kartını kullanma kültürü eksik olunca, son yıllarda ortaya kredi kartı batıkları veya mağdurları çıktı. Bu mağdurların baskısı ile son beş yılda iki kez kredi kartı borçları affedildi veya ödeme kolaylığı getirildi.
-
Aflar sorunu büyüttü- Son affın üzerinden ise bir yıl geçiyor. Sorun çözülmüş değil, hatta giderek büyüyor. Affa rağmen kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısı hızla artıyor.
Merkez Bankası verilerine göre geçen yıl 204 bin kişi olan bu sayı bu yılın ilk üç ayında 140 bine çıktı. Aynı hızda devam etmesi halinde yılın toplamında 600 bini bulacak. Bu da, son beş yılda borcunu ödemeyen 662 bine çok yakın ve ürkütücü bir sayı.
Burada bir sorumluluk bankalardaysa diğeri de taksitlendirmeyi sağlayan mal veya hizmeti satan şirketlerde. Elbette sorumluluk saçayağının biri de kredi kartını kullanan kişilerdir. Hatta buna kullanma değil, kredi kartını bir geçim kaynağı olarak görenler diyebiliriz.
-
Mevduat faizinin iki katı- Aflar sorunu çözmeyip daha da büyütünce siyasetçi yeni bir çözüm yoluna gitti. Bir yıl sonra yeni bir af çıkartmaya herhalde kimsenin yüzü tutmuyor. Zaten bu konuda Başbakan'ın kararlı ifadeleri olduğunu hatırlıyoruz. Ancak bu faiz affı ve taksitlendirme yerine faizin düşürülmesine gidiliyor. Önceki günkü Ekonomiyi Değerlendirme Kurulu toplantısında benimsenen değişiklik de Meclis'e sunuldu.
Değişiklik tasarısında bankaların bireysel ihtiyaç kredileri için bir aylık faiz oranının ortalama yüzde 1.78, buna karşılık kredi kartı faizinin yüzde 4.93 olduğuna işaret ediliyor. Uygulanacak azami faiz oranını da mevduat faizinin iki katı olarak belirliyor. Bankaların ortalama mevduat faizi aylık yüzde 1.2 olduğuna göre kredi kartı faizinin aylık yüzde 2.4'e inmesi sağlanacak. Bu da mevcut kredi kartı faizlerinin yarı yarıya indirilmesi sonucunu doğuruyor. Kredi kartı borcu olanlar için avantajlı bir durum.
-
Ödemeleri artırmaz- Ancak yeni bir af yerine bu kez faizin üst sınırının mevduat faizine bağlanması ve yarı yarıya düşürülmesi borcunu ödememe alışkanlığı olanlara veya ödeme gücü bulunmayanlara yeni bir imkan yaratmayacağı da açıktır. Faizi düştü diye herkes koşup borcunu ödemeyecek. Hatta daha çok kişinin ödemeyenler kervanına katılmasına yol açacak. Çünkü faizi düştü diye daha çok kişi kredi harcamaya yönelebilir.
Ancak sadece faizin düşürülmesi halinde bu durum geçerlidir. Devreye kamu girip de fiyatı yani faizi düşürürse, bunun karşısında da arz değişmeyecekse o mala veya hizmete talep artar. Ancak fiyatı uygun bulmayan bankalar tarafı bu kez arzı kısıtlama yoluna gidebilir. Ödeme gücü veya alışkanlığı olmayanlara kart vermeyerek veya verilen kartları iptal ederek çok daha seçici olabilirler.
-
Bankalar seçici olacak- Eğer mevcut faizler yüksek idiyse bu kadar borç neden takıldı? Neden gidip aynı bankadan çok daha düşük faizli tüketici kredisi kullanmadı?
Bu yüksek faizlerden bile bu kadar borç takan çıkıyorsa ve bu durum bazı dramlara yol açıyorsa, faiz düşürüldüğünde mağdur sayısı da artacak demektir. Faizin düşmesi kimsenin kredi kartı ile harcamasını kesmeyecek, aksine artıracaktır. Bu artış da en çok faize karşı duyarlı olan, yani kart ödemesini taksitlendiren kesimde olacaktır. Bankalara seçici olmaktan başka çıkar yol kalmıyor. Bu da kredi kartı kullanımının kalitesini artırırken aynı zamanda kullanıcı sayısını da sınırlayacaktır.
- Sonuç- "Biri bulan ikiyi, ikiyi bulan çıkıyı ister." Türk Atasözü
Yayın tarihi: 23 Mayıs 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/23//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.