kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Mayıs 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
NAZLI ILICAK

Baba ve oğul

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Harun Tokak, gene güzel hikâyelerle süslediği bir kitap yayınladı: "Yoldakiler" (Ufuk Çizgisi Yayınları)
Kitap, aslında, büyük fedakârlıklarla dünyanın fukara bölgelerine giden ve ihtiyaç sahiplerine hizmet sunan genç doktorları anlatıyor. Ama beni, en çok, Harun Tokak'ın babasını kaybettiğinde hissettikleri ve bu duyguları dile getiriş biçimi etkiledi:
"1995 yılının haziran ortaları... Haziran sıcaklığında yıkanan bir yaz gecesi. Anamın 'Oğlum, babanız alaca bir gömlek için bir sene boyunca köydeki bir ailenin hizmetinde çalıştı. Size okul harçlığı bulabilmek için, köydeki komşuları kapı kapı dolaşırdı' deyişi, acılarla dokunmuş siyah bir gömlek gibi sırtıma geçmişti. Köy yollarının kıvrımlarında yavaşlayan arabamız, kıvrımlardan kurtulunca bir siyah küheylan gibi akıyordu... Vadiden tepelere yansıyan hazin salâ sesi, dalga dalga yayılıyordu. Babamın salâsı okunuyordu. O gün bir elimin boşta kaldığını, arkamdaki koca bir dağın yıkıldığını hissettim. Hep elimden tutan insanı kaybetmiştim. Elimden tutarak camiye, tarlaya, okula, köy odasına ve okumak için şehre hep o götürmüştü beni. Bir elim boşta kalmıştı... Karşı dağlar yerinde dursa da, içimde bir yüce dağ yıkılmıştı... Bir alaca gömleğe bir yıl hizmet eden babam, şimdi bembeyaz bir örtüye sarınarak son yolculuğuna çıkmıştı..."
Harun Tokak'ın anlattığı her hikâye, duygusallıkta birbiriyle yarışıyor. Hele dünyanın derdini dert edinip yollara düşen o altın nesil yok mu! Onların öykülerini okuyunca, insanın, "Benim ne işim var buralarda, ben de bu fedakâr insanlara katılsam ya" diyesi geliyor.