Gece maç izleyen işçi otocuların kabusu oldu

Dev otomotiv firmaları, yatırım kararı vermeden önce ince eleyip sık dokuyor. Yatırım yapacağı ülkenin sunduğu teşviklere ve maliyet avantajlarına bakıyor. Artılara eksilere bakıp karar veriyor.
Bir süre önceye kadar maliyet avantajına sahip olan Türkiye, bu avantajını Doğu Avrupa ülkelerine kaptırdı . Böylece yeni yatırımlar bu ülkelere akmaya başladı. Sunulan teşvikler ve ucuz işgücüyle gözleri kör olan otomotiv firmaları bir şeyi gözden kaçırmıştı. O da ülkedeki iş yapma kültürü ve işçilerin işe bağlılık düzeyi. Çünkü kaliteli üretimin iş kültürüyle yakın ilgisi var.
Otomotiv Sanayi Derneği Genel Sekreteri Ercan Tezer, mazeretsiz işe gelmeme oranının (rate of absenteeism) otomotiv yatırımlarında önemli bir gösterge olduğunu söylüyor. Türk Otomotiv Sanayi'nde mazeretsiz işe gelmeme oranı yüzde 1 civarındayken, yeni AB üyesi ülkelerde bu oran yüzde 10'ların üzerine çıkıyormuş. Tezer, seri üretim yapan bir montaj hattında mazeretsiz işe gelmeyenler nedeniyle sorun yaşandığını, bu durumun toplam kaliteyi olumsuz etkilediğini belirtiyor.
Yıllar önce Koç Holding Otomotiv Grup Başkanı Turgay Durak da Avrupa'da mazeretsiz işe gelmeme sorununa değinmişti. Türk otomotivinin en büyük avantajının işine sahip çıkan işçiler olduğunu söyleyen Durak, akşam birasını içip, maçını seyreden ve sabah kalkamadığı için işbaşı yapamayan Avrupalı işçiler nedeniyle, üretimde aksaklıklar yaşandığını anlatmıştı.
Türkiye otomotivde 50 yıllık bir geçmişe sahip. Yani daha alınacak çok yol var. Fakat, iş yapma kültürü, işçilerin çalışma alışkanlığı ve işe bağlılıkları otomotivde bizi farklı yapıyor. Avrupalı işçinin tuzu kuru. Yaşam standartları yüksek. Bizim işçiler ise zor buldukları işi bırakmamak için gece gündüz çalışıyor. Yaşama işiyle bağlanıyor. Bu da otomotivde Türkiye'yi rakipsiz hale getiriyor.