Koltuk değneği yaralı Filistinlilerin hayatının bir parçası.
İsrail'i bir de bize sorun...
Kiminin kolu yok, kiminin bacağı. Kiminin yüzü bir daha hiç eskisi gibi olmayacak, kimi bir daha hiç futbol oynayamayacak. Onların tek bir suçu var: Ortadoğu'nun tam ortasındaki Filistin topraklarında ve bir savaşın içine doğmak..
1948 yılından beri yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalan Filistinlilerin sayısı 10 milyonu aştı. Filistinli mülteciler öncelikle komşu Arap ülkelerine yerleştiler. Onlardan bir kısmı da zaman zaman yardım kuruluşları tarafından Türkiye'ye getirilip tedavi ediliyor. Yaralı Filistinlilerle konuk oldukları evlerde buluştuk. İsrail'le ilgili hepsinin dilinde tek bir sözcük var: Nekbe. 'Felaket' anlamına gelen sözcük, sanki sözlükte İsrail'in eşanlamlısı.
SADECE KORKU VAR
Mehe Abdulhattat (25) iki çocuklu bir genç kadın. İki ay önce evinde kocası ve çocuklarıyla uyurken tank ateşine maruz kaldı. İki yaşındaki kızı yaralandı, yeğeni iki bacağını, kendisi de tek bacağını kaybetti. O sırada yedi aylık hamileydi, 10 gün sonra üçüncü bebeğini doğuracak. Bacağı kesildikten sonra diğer bacağı için tedavi kabul etmemiş, adını Muhammed koyacağı karnındaki bebeğine bir şey olmasın diye. Yaralı ve kırık içindeki bacağının ağrısından konuşamasa, geceleri uyuyamasa da sabırla ve duayla doğum anını bekliyor. Ona göre Filistin'de süren yaşam 'yaşam' değil, sadece yaşamaya çalışmak. "Filistin'de sadece korku var," diye özetliyor içinde bulundukları psikolojiyi. Tedavisi bittikten sonra çocuklarına kavuşacağı anı dört gözle bekleyen Mehe, 60. yılını kutlayan İsrail'i 'kadınların ve çocukların katili' olarak niteliyor ve en büyük hayalinin Filistin devletini görmek olduğunu dile getiriyor.
UNUTACAĞIMIZI SANIYORLAR
Abdulhalik Yunus, Filistin'in Refah şehrinde yaşayan beş çocuk babası bir öğremen. Sabah işe giderken, çatışmaların ortasında kalmış ve İsrailli askerlerin kanaslı saldırısıyla sol kolundan ağır şekilde yaralanmış. Yaralandıktan sonra 13 gün Mısır'da kalmış ve orada ameliyat edilmiş. Bir aydan fazla bir süredir de Türkiye'de. İsrail'in kuruluşuna dair düşüncelerini şöyle dile getiriyor: "İsrail bu kutlamaları Filistin halkının topraklarında ve onların cesetlerinin üzerinde yapıyor. Bizi öldürdükçe unutacağımızı, azalacağımızı sanıyorlar ama bu kanlar yeni nesilleri besliyor, esas anlamadıkları bu."
FUTBOLA ELVEDA
Vecih Mücteha, bir uçağın roketli saldırısına uğradığında arabaya binmiş, dört arkadaşıyla Gazze'deki üniversitesine gidiyordu. Saldırı sonucunda sırtında, ellerinde, bacaklarında ağır yanıklar oluştu. 40 gün Gazze'deki hastanede tedavi olduktan sonra, tedavisinin geri kalanı da Mısır'da sürdü. Orada da 27 gün kaldıktan sonra Türkiye'ye getirildi. İstanbul'da önce kaslarından ameliyat oldu, önümüzdeki hafta bir ameliyat daha olacak. Giderek sağlığı düzelen Vecih, işgalden önce Filistin milli futbol takımında futbol oynamış. Bütün bunlara rağmen sorularımızı sürekli şükrederek yanıtlayan Vecih'e hayallerini sorduğumuzda, "Herhangi bir genç kendisiyle ilgili ne hayal kurarsa ben de o hayallere sahibim ama memleketim, İsrail tarafından işgal edildiği için hiçbir hayal kuramıyorum," diye yanıtlıyor.
EVDE TÜRK BAYRAĞI
Devlet memuru olan Halil El Kutati beş çocuğundan biri olan Ahmet'in refakatçisi olarak Türkiye'de. 17 yaşındaki lise öğrencisi oğlu Ahmet'in okula giderken bir Apachi helikopterinden atılan roketle yaralandığını anlatıyor. Yaralanan oğlunu önce Gazze'deki hastaneye götürmüş, ancak ilaç yetersizliği ve yaralıların fazlalığı nedeniyle 90 gün hastanede kaldığını söylüyor. Kutati'nin en büyük tepkisi kendileri Gazze'de susuz, ilaçsız, yakıtsız yaşarken buna tepkisiz kalan, hatta dolaylı olarak petrol satan Arap ülkelerine: "Hiçbir Arap ülkesi bizi kabul etmezken, Türkiye kabul etti. O yüzden Filistin'e döner dönmez ilk yapacağım şey, evimin çatısına Türk bayrağı asmak olacak."
Yayın tarihi: 18 Mayıs 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/18/pz/haber,6C07A7F839894CC3AFF0F236FCD48630.html
Tüm hakları saklıdır.