145 yıldır 'baba'lık yapan kurum

4. sınıfta anne kucağından kuruma gelen öğrencilere göre Darüşşafaka, onların deyimi ile "Daçka", onların ailesi. Hepsinin ortak görüşü ise eğer kuruma gelmeselerdi belki de okuma olanağı bulamayacak olmaları. O yüzden de onlar Daçka'ya yürekten bağlı. Okula ilk geldikleri günlerini yatakhanede ışıklar söndükten sonra yorganların altında ağlayarak geçiren bu öğrenciler, şimdi tatillerde bile okullarından ve arkadaşlarından ayrılmak istemiyor. Kurum bu yıl tarihinde aynı zamanda ilkleri de yaşıyor. Genel müdürlük koltuğuna kuruluşundan bu yana ilk kez bir kadın oturtan kurum, bu yıl fırsat eşitliğini sağlamak için sınav sistemini de değiştirdi. Darüşşafaka Eğitim Kurumları Genel Müdürü Nilgün Akalın, Türkiye'nin her yerinde aynı seviyede eğitim verilmediğini vurgulayarak, "Bilgiye dayalı sınavı bu yüzden kaldırdık. İki aşamalı bir sınav yapacağız. Bunlar genel yetenek, yaratıcılık ve duygusal zekâyı ölçecek. Bizim için önemli olan çocuğun yetenekli olduğunu saptamak, zaten biz onu en iyi biçimde eğiteceğiz," diyor. 30 yıldır değişik eğitim kurumlarında yönetici olarak çalışan Akalın, Darüşşafa için teklif geldiğinde hiç düşünmeden kabul ettiğini söylüyor: "Bundan sonra sosyal sorumluluk görevimi yerine getirmek istiyorum," diye konuşuyor. Akalın hafta sonları dışında da zaten okulda çocuklar ile birlikte yatılı kaldığını belirtiyor. Akalın, tanıtım toplantılarında ve sınavda başarılı olan öğrencilerin okula gelişlerini sağlamak için ailelerini ikna etmeleri gerektiğinde, annelerin en çok merak ettiği konunun kesinlikle akademik başarı olmadığını söylüyor: "Onlar yatarken üstü açılınca kimin örteceğini, gece uyumadan önce karnı acıkırsa yemek verilip verilmeyeceğini, hastalanınca kimin bakacağını ve ilaçlarını vereceğini, üşürlerse ne olacağını soruyorlar. İşte tüm bu soruların yanıtlarını onlara mezunlarımız veriyor," diyor. Okulda öğrenim gören 272'si kız 746 öğrencinin yüzde 60'ı İstanbul ve civarından, yüzde 40'ı diğer illerden geliyor.