Bambi'nin hazırladığı bir broşür var. Resimde görüyorsunuz, Haliç Boğazı'nın üstünde bir çift kaşarlıyla bir kaşarlı dürüm karşılıklı uçuyor. Bunu gören birinin "Bu ne oolum, dürümleri mi uçurmuşlar?" dediğine, yanındaki arkadaşının da "11 tane Bambi döşemiş adam İstanbul'a, uçurur tabii," diye cevap verdiğine şahit oldum. Büfe broşürlerindeki yaratıcılık her zaman takdire şayan. Ama bence esas takdire şayan olan, büfelerin duvarlarında yer alan ünlü fotoğraflarının çekiliş aşamasında o ünlünün gösterdiği sabır. Yani bu fotoğraflar o insanlara yapılan bir Çin işkencesi değil de nedir? Adam belli ki şişenin dibini görmüş, dürümünü yiyecek, oradan da evine gidip horul horul uyuyacak. Pat sabahın 4'ünde "Bir fotoğrafınızı çeksek?" Görünen o ki, adları 'kaprisli'ye çıkmasın diye "Hayır çekmeyin," de diyemiyorlar. El mecbur, kabul ediyorlar. Dikkat edin, bu fotoğraflarda gülen, pozitif elektrik yayan birine rastlayamazsınız. Surat ifadeleri genelde "Hay bin kunduz!" şeklindedir. Gafil avlanılmıştır, gözler sabit tutulmaya, fire verilmemeye çalışılmaktadır. Ünlünün yanında da süper ayık, al yanaklı bir büfe çalışanı/sahibi... Güzel poz.
Yayın tarihi: 18 Mayıs 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/18/pz/haber,023409A0918D4613B1EBD82B9EE235DD.html
Tüm hakları saklıdır.