kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Mayıs 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Onlarınki yalnızca gönül borcu

Tuluhan Tekelioğlu
Her cuma çıkan ve en sevdiğim dergilerden biri olan K'da okumuştum. "Hiçbir zaman gülümsemekten vazgeçme. Üzgün olduğunda bile... Gülümsemene kimin ne zaman âşık olacağını bilemezsin," diye başlayan bir yazıydı. Fatma ve Namık Ekin'in hakiki aşkını ancak bu cümle anlatabilir. Hayatını kâbusa çeviren dolandırılma olayından sonra bile gülümsemekten vazgeçmeyen eski SAT komandosu, zor günler geçirmiş. Hacizler ilk evliliğini de bitirmiş. Yıllarca emek vererek edindiği tüm birikimler tek tek elinden alınmış. Bu da yetmemiş, hacizler devam etmiş. Üzgün olduğunda bile yakınlarına mutsuz yüzünü hiç göstermemiş Namık Ekin. Hep gülümsemiş. Ve bir gün gülümsemesine âşık olacağı kadın, Özbekistan'dan gelivermiş. Fatma Ekin, 47 yaşında. Güzel, şevkatli, iyimser bir kadın. Borçları, hacizleri, çılgın denemeleri, her şeyiyle kabul etmiş Namık Ekin'i. Talep etmeden, karşılıksız seviyor. Hacizler ve alacak takiplerinden dolayı şu an aynı evde bile yaşayamıyorlar ama mutluluklarını korumakta kararlılar... Aşk bir yanılsama ise, her şeye rağmen bu yanılsamayı bozmadan yaşamak istiyorlar.

NAMIK EKİN

* Formalite evlilikten bahsettik. Derken, "Formalite olmasın benim olsun," dedim. Fatma'ya âşık olmuştum.
* Çok kötü dolandırıldım. Arka arkaya beş haciz geldi, yine hayata tutunuyorum. Neye kızıyorum biliyor musun? Benim koşu bandımı götürüyorlar. Ben bir SAT komandosuyum. Ha silahımı almışsın ha koşu bandımı. Borcumu nasıl ödeyeceğim? Türk adaleti utansın, spor adamları utansın. Soruyorum; "Hangi delikanlı, 66 yaşında beş gün beş gece suyun altında kalıp rekor kırabilir?"
* Boğaz Köprüsü'nden atlayacağım paraşütle. Dünyada adam 58 metreden atladıysa Namık Ekin de 55 metreden atlayabilir. Bugüne kadar bizde hiç yapılmadı.
* Fatma bu zor dönemimde hep yanımdaydı. Oysa onu bir sinemaya bile götüremiyorum, param olmadığı için. Sivil hayat bize göre değil. Dışarıda insanı arkadan hançerliyorlar.

FATMA FAYZULLAEVA EKİN
* Bana olan ilgisini rekor kırdığı zaman, kokteyl günü fark ettim. Hissediyordum ama emin değildim.
* Namık'ın yanında olmak insana huzur veriyor. Bir şey olduğunda bakışlarından anlıyorum. Ama o her zaman neşeli gözüküyor. Bu yüzden çok seviyorum Namık'ı.
* Belki paramız yok, sinemaya bile gidemiyoruz ama el ele tutuşup ormanda dolaşıyoruz, sohbet ediyoruz. Birlikte çok eğleniyoruz.
Her rekor denemesinden sonra artık bitsin, bir daha yapmasın istiyorum. Ama bir ay geçiyor, aklına yeni bir fikir geliyor, korkuyorum. "Artık yapma," diyorum.

- Türkiye, Guinness Rekorlar Kitabı'na en çok sizin sayenizde girdi. Hocaların hocası Namık Ekin'in hayatında neler oluyor? Neden hâlâ hacizlerden başınızı kaldıramıyorsunuz?
- N.E:
Ben 1973'te evlendim, 98'de başımızdan dolandırılma olayı geçince boşanmak zorunda kaldık. Her şeyi ona bıraktım. Çünkü zor bir dönemdi. İki çocuğumuz, torunlarımız var. Hâlâ arkadaş gibiyiz eşimle. Bu zor dönemde Fatma'yı tanıdım, evlendim ama hâlâ hacizler peşimi bırakmadı.

- Fatma Fayzullaeva, Özbek'miş..
- N.E:
Spor salonuna geldi, Bakırköy'e. Yalnızdım. Özbekistan'dan gelmişti, iş arıyordu. Kız kardeşi ve kız kardeşinin kocası Trakya Üniversitesi'nde müzik bölümünün başındalar. Kardeşi doçent, aynı zamanda keman virtüözü. Fatma aynı zamanda tekstil mühendisi.
- F.E: Ama fizyoterapistlik yaptım yıllarca. Böbrek hastası kızım için öğrenmiştim.
- N.E: Üniversitede yüksek ve uzun atlama yapmış, çok iyi dereceleri var. Çok iyi yoga yapar. 47 yaşında ama bir damla yağı yoktur, fark etmişsinizdir... İyi bir masöz aynı zamanda. Ama sadece bayanlara yapıyor! Fatma'yı görür görmez etkilendim. Sıcacık gülümsüyordu. Davranışları beni çok etkiledi. İşe başladı. Bir gün düşünceli düşünceli oturuyor. "Ne düşünüyorsun Fatma?" dedim. "Çocuklarımı düşünüyorum, onları çok özledim," dedi. Ben de dedim ki; "Getir çocukları, benim evim müsait, bende kalabilirler." Hani diyemiyorum, arkadaş olalım. 2003 yılında oluyor bu olay. Derken benim 2004 yılında sualtında, Mersin'den Kıbrıs'a denemem oldu, ona hazırlanıyorum. O da buradan ayrıldı. Arıyorum yok, telefonunu da almamışım. Sualtında, 28 saat yüzdüm. Kutlama partisi vardı, bir baktım karşıdan geliyor. Mavi mavi bakıyor... Buraya tesadüfen geldiğini söyledi. Sonra fazla durmadı, ayrıldı oradan. Daha sonra Fatma'nın Türkiye'de kalma süresi doldu. Pasaport için hep gidip gelmesi lazımdı. Kendi de çalışıyor, kızıyla oğlunu okutuyordu.
- F.E: "Çapkınlık mı yapıyor?" diye düşündüm önce. Günler sonra sık sık bir araya geldik. Ortak dilimiz, spordu. Belgrad ormanlarında koşuyoruz, beraber spor yapıyoruz... Namık her zaman neşeli, mutlu gözüküyor, problemlerini bilmiyorum...
- N.E: Ben asılıyorum, hiç yüz vermiyor. En fazla elini tutabiliyorum. Bana; "Sen evlisin, ben evli insanlarla çıkmam," dedi. Gösterdim nüfus kâğıdımı, "Ben boşandım," dedim.
- F.E: Onun yanında olmak, insana huzur veriyor. Bir şey olduğunda bakışlarından anlıyorum.
- N.E: Beş haciz geldi arka arkaya, ben yine güldüm. Dolandırıldığım için üzerime hiçbir şey alamıyorum. Çoğu zaman evde beni beklerken, elim boş gidiyordum. Ev sahibine kirayı ödeyemediğimiz zamanlar oldu. Üsküdar'da, 2006 yılında evlendik. Kızından parmağının ölçüsünü aldım. Bir seneye yakın sürdü Fatma'yı tavlamam! Bir gün baktım yurtdışına çıkması gerekiyor. Formalite evlilikten bahsettik. Formalite falan derken, "Formalite olmasın benim olsun," dedim. Ama aslında o yüzüğü görünce formalite olmadığını anladı.
- F.E: İkinci evliliğim. İlkinde 17 sene evli kaldım. Burada, bir başka kadından boşanmış bir erkekle ilişki kurmak bana tersti. Oğlum da kıskanç bir çocuktu. Ama Namık'ı daha sonra kadar çok sevdi ki, evlenmemize karşı koymadı.
- N.E: Evlendik ama hacizden bir türlü kurtulamadım. Bu kez de önce çamaşır, bulaşık makinemin borcunu ödediğim halde eve haciz geldi. Faturalar bende. Haciz memurları geldiğinde Fatma da evdeydi ve ağlıyordu. Hukuk bürosunu aradım. Bana "Burada 18 kişi çalışıyor, sen o davayı kazanıncaya kadar ben o parayla çalışanların parasını öderim," dedi.

- Nasıl toparlayacaksınız?
- N.E:
Vallahi toparlayacağız. Ben başka salonlarda ders vermeyi düşünüyorum.