Takip iddialarına inceleme
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün yaklaşık iki aydır dinlendiğinden şüphe ettiğine dair yaptığı açıklama sonrası re'sen inceleme başlatılması talimatını verdi.
Başsavcı Boyrazoğlu, medyada yer alan haberleri ihbar kabul ettiklerini ve Paksüt'ün dinlenip dinlenmediğini tespit etmek amacıyla Cumhuriyet savcısı görevlendi. Olayı inceleyecek olan Cumhuriyet savcısı, yapacağı inceleme sonrası soruşturma başlatabilecek. Soruşturma sonrası Paksüt'ün yasadışı yollarla dinlendiği tespit edilirse dava açılabilecek.
YARGIÇLAR, "POLİS HADDİNİ AŞMIŞTIR"
Öte yandan Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt ve eşi Ferda Paksüt'ün yaklaşık iki aydır dinlendiklerine yönelik şüpheler üzerine yaptığı açıklama yargı camiasında "tele kulak' iddialarının yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
Başkanvekili Paksüt'ün dinlendiğine ilişkin sözlerinin ardından hakim ve savcıların üye olduğu "adalet.org.' adlı sitede konu hararetli biçimde tartışılıyor. Oluşturulan foruma görüşlerini yazan hakim ve savcılar, "polis haddini aşmıştır" değerlendirmesinde bulundular.
İşte, hakim ve savcıların dinleme olayına ilişkin görüşleri:
-Ben de kendimden çok eminim. Dinleseler ellerine ne geçecek diye düşünüyorum. Ancak yine de bu olayı tasvip etmek mümkün değildir. Olay doğru ise polis haddini aşmıştır.
-Ben dürüstsem dinleseler ne yazar sözüne katılmıyorum. İnsanların kendine ait başka hayatları da var özel hayatları olduğu gibi. Bu insanlara baskı yaparak iradelerini, verilecek kararlarını etkilemeye çalışmakta neyin nesi oluyor? Hem bu nasıl bir gerekçedir? Ben dürüst olduktan sonra isteyen bana istediğini yapabilir mi? Dürüst olmak tek başına yeter şart olmadığı gibi birinin sizi ezmesi için ya da pasif kalmanız için sebepte olamaz. Kararlılık, cesaret, irade bir hakim ve savcı kendine yapılan haksızlığa karşı çıkmalı ki başkalarının da hakkı ile alakalı olarak özgürlükçü olabilsin.
Unutmuşum bir gün ben "daha özgür olmak istiyorum' dediğimde "sen hakimsin olamazsın' demişti bir meslektaşım.
-Herkes beğenmediği karar yüzünden hakimlerin başına dünyayı yıkmaya kalkarsa dünya iyice yaşanmaz olur... İyi ki vatandaşlarımız hukukçulardan daha sabırlı.
"DİNLESİNLER' DEMEK HUKUKA AYKIRI DAVRANIŞI MEŞRU GÖRMEKTİR
-Öte yandan "dinlesinler bari bizden iyi bir şeyler öğrenirler' ya da "kendinden şüphesi olmayan korkmaz' yaklaşımı hukuka aykırı bir davranışı meşru görmektir. Takip edilmek tek başına rahatsız edicidir... insan 'ne o vatan düşmanı mıyım?' diye hayıflanır...
BAGAJI AÇMAYAN POLİS
-Asıl kötüsü bir yüksek yargıca karşı tavır alıp, bagajı açtıramam diyen trafik polisi, arabayla kaçan diğer polis ve bunlara bir şey yapmayan amirlerinin davranışlarıdır.
-İşimiz, mesleki ahlakımız ve duruşumuz sağlam olduktan sonra dinlemişler ne yazar. Kendisinden şüphesi olanlar, birilerine zaafları nedeniyle koz vereceğini düşünenler korkabilirler. Korku ve şüpheler ile bir yere varılamayacağı gibi rahatta yaşanamaz. Kanunlara aykırı dinlemeler maalesef istesek de istemesek de oluyor.
İlkeli ve hakkaniyetli olup, zaaflarının esiri olmadıktan sonra kimseden korkmaya ve şüpheci olmaya gerek yok diye düşünüyorum.
DİNLEYENLERİN SAVUNMASI GÜLDÜRECEK!
Tartışma forumunda, dinleme olayına ilişkin açılacak olası bir davada sanıkların yapması beklenen savunmalar da esprili bir dille ele alındı. Hakim ve Savcılar, sanıkların yapacakları savunmaların nasıl olabileceği konusunda şu fikirleri dile getirdiler: "Hakimlerin sözünü dinlemekten başka kusurum, yoktur, sayın hakimim. Hakimlerin sesine kulak vermenin neresi yanlış, hakim bey?"
(ANKA)
Yayın tarihi: 16 Mayıs 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/16//haber,DC15850C1024425B85F2D2B3E578E77D.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.