Hukukçular ne diyor?
Hande ŞARMAN-Nurdeniz ERKEN Yaşar ÖZAY
* Prof. Dr. Semih Gemalmaz (İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi): Barışçıl nitelikli gösteri ve yürüyüş hakkı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alır. Olay bastırılacaksa bile kullanılan aracın ölçülü olması gerekir. Ayrıca sözkonusu mekânda hangi makam yetkiliyse, önlemlerin yanı sıra, geçişleri sağlayacak tedbirleri almalı. Göstericilerin haricindeki vatandaşların mağduriyeti doğarsa, o kişiler "idare tedbir almadı" diyerek haklarını arayabilir.
* Avukat Yücel Sayman (Eski İstanbul Barosu Başkanı): Hükümetin sergilediği güvenlik konsepti anlayışı anti-demokratik. Hükümetin görevi özgürlük kullanımının yollarını açmak, korumaktır. Yoksa özgürlüğü yasaklayarak bir güvence sağlayamazsınız. Bu demokratik bir anlayış değildir. Biber gazıysa, benim de bildiğim kadarıyla, kullanımı uluslararası hukukta yasaklanmış bir şey. İç hukukta da kullanılmaması gerekir.
* Dr. Can Baydarol (Avrupa Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi): En basit hukuk mantığı içinde bir orantısız güç kullanımı ile karşı karşıyayız. Şu anda da bu orantısız güç kullanımı bir tür hükümetin provokasyonu haline dönüştü. Benzer bir uygulama, bu aşırılıkta, asla bir Avrupa Birliği üyesi ülkede olamaz. Esas olan insanlara zarar vermek değil, olası bir provokasyona karşı insanların canını, malını korumaktır.
* Prof. Dr. Turgut Tarhanlı (Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi): Avrupa standardına göre toplantı ve gösteri demokrasinin araçlarındandır. Bu olaylar sırasında mağdur olmuş kişilerin, Türkiye'deki hak arama yollarına başvurması meşru haklarıdır. Burada sonuç elde edilemezse AİHM'ye kadar gitme hakları var. Göstericilere karşı ilk kullanılacak araç, bu tür gazlar ya da benzeri araçlar olamaz.
Yayın tarihi: 2 Mayıs 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/02//haber,1490B43251F4437898A64B411B393733.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.