Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MÜSİAD Genel Kurulunda yaptığı konuşmada manken Aysun Kayacı'nın oy eşitliğiyle ilgili açıklamalara yanıt verirken, CHP'nin AKP iktidarına yönelik sözlerini eleştirdi. Erdoğan, Türkiye'de pirinç krizi yaşanmadığını da söyleyerek, bu konuda spekülasyon yapanları "canbaz" olarak nitelendirirken, bunlara yönelik tedbirler aldıklarını belirterek, milleti bu kişileri ihbar etmeye çağırdı.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) 17. Olağan Genel Kurul toplantısında konuşan Erdoğan, 1999'da cezaevine girmeden önce MÜSİAD'ın kendisine ilk şeref üyesi olarak bir paye verdiğini hatırlatarak, bunun kendisi için önemini ifade etti. Erdoğan, geçmiş dönemde Anadolu işadamları ve sanayicilerin yatırım yapmasına engelleyici tutumların sergilendiğini savunarak devam ettiği konuşmasında, demokrasinin tanımını yaptı.
AYSUN KAYACI'YA BİR YANIT DA ERDOĞAN'DAN
Konuşması sık sık alkışlarla kesilen ve manken Aysun Kayacı'nın oy kullanılması ile ilgili sözlerini isim vermeden eleştiren Erdoğan, bu sürece tepki göstermeyen siyasi partileri de eleştirdi. Erdoğan, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
"Demokrasi; vatandaşın, özgür iradesiyle serbestçe, hiçbir baskı altında kalmadan oy kullanması, kendi iradesiyle, kendi yöneticilerini seçmesi, iktidarın gerçek sahibi olmasıdır. Demokrasi her seviyeden, her gelir gurubundan, kökeni ırkı, dini ne olursa olsun, her bir vatandaşın eşit oy hakkına sahip olmasıdır. Eğer bu özgürlüğü, bu eşitliği vatandaşın elinden alırsanız, orada demokrasiden, hiçbir çeşidinden bahsedilemez. Eğer oy vermedeki eşitliği tartışmaya açarsanız doğrudan demokrasiyi tartışmaya açmış olursunuz. Demokrasinin bu en asli unsurunu, hatta demokrasinin bizatihi kendisini tartışmaya açanlara karşı siyasi partilerden hiçbir tepkinin gelmemesi çok manidardır. Seçmenlerin mahiyetini tartışmaya açmak, milli iradeyi kategorilere ayırmak, demokrasiyi tartışmaya açmakla eş anlamlıdır. Demokrasiye, milli iradeye, demokratik özgürlüklere, demokratik kazanımlara karşı atılan her adım yine karşısında tüm demokratik özgürlükleri, partileri bulabilmelidir."
ERDOĞAN'DAN CHP'YE: HESABINI YAP KUŞ BİLE OLAMAZSIN, BUNU GÖR
Geçenlerde ana muhalefet partisinin temsilcilerinden bir tanesi "AKP'nin aldığı oy yüzde 47 değil 33'tür" sözlerini anımsatan Başbakan Erdoğan, bu sözleri de şöyle değerlendirdi:
"Bunlar ya demokrasiyi bilmiyorlar ya bu ülkede seçimler nasıl yapılır, seçimlerin değerlendirilmesi nasıl yapılır bunu bilmiyorlar. Bunu bilmedikleri çok açık net ortaya çıkıyor. Tabi şunu da söyleyemiyorlar; varsay ki senin dediğin hesap doğru o zaman kendi partinin hesabını da ortaya koy bakalım, o nereye tekabül ediyor. İşine geldiği gibi hesap yapma! O zaman hesabı bu şekliyle de bir yap, ha o zaman "kuş bile olamazsın' bunu gör."
DÜNYANIN NEREDEN NEREYE GELDİĞİ KONUSUNDA FİKİR KIRINTILARI BİLE YOK
Türkiye'de geçmişte sermayenin "yeşil, beyaz, kızıl" diye ayrıldığını belirten Erdoğan, "Sizinkiler, bizimkiler" diye ayrımcılık yapıldığını savunarak, "Şimdi bunun bir başka Versiyonunu sürdürüyorlar. "Yerli sermaye, yabancı sermaye' diye, ayrım yapıyorlar. Açık söylüyorum bunların dünyadan haberleri yok. Dünyanın nereden nereye geldiği, nereye doğru gitmekte olduğu hakkında en küçük bir fikir veya fikri kırıntıları da yok" diye konuştu.
BUNLARIN VATAN SEVGİSİ DİYE DERTLERİ YOK
Bu hafta Katar'da işadamlarıyla bir araya geldiklerini hatırlatan Tayyip Erdoğan, Türk müteahhitlerinin Katar'da son 5 yılda gerçekleştirdikleri proje miktarının 5 milyar dolara ulaştığını söyledi. Erdoğan, bu konuda kendilerini eleştiren Tunceli Bağımsız milletvekili Kamer Genç'in sözlerine ilişkin ise, "Çıkıyor Meclis'te diyor ki; "Katar'da bu kadar ne işleri var'... Oturursun burada, o zaman 5 yıl önce hangi noktadaysan o noktada kalırsın. Ama bunların böyle bir derdi yok inanın bunların vatan sevgisi diye millet sevisi diye bir dertleri yok. Bu kadar açık konuşuyorum" değerlendirmesi yaptı.
Türk işadamlarının Katar ve başka ülkelerde yaptıklara yatırımları anlatan Erdoğan, "Bunlar durup dururken olmadı ki. "Dünyaya ülkemizi pazarlamak' dediğimiz zaman bunların aklına başka şeyler geliyor. Böyle oldu, koşturarak oldu. Yine dolaşacağız, yine koşturacağız ama bunların anladıkları şekilde değil. Çünkü bunlar hep aynaya bakarak konuşuyorlar ve orada da kendilerini görüyorlar bizi göremezler" dedi.
"Senin işadamın senin sanayicin gidecek dünyanın dört bir köşesinde yatırım yapacak ama sen "yabancı' deyip Türkiye'ye yatırım gelmesini istemeyeceksin" diyen Erdoğan, artık "yabancı" değil, "küresel sermaye"nin olduğunu ifade etti. Erdoğan, "Ona aykırı duramazsın bunun tutar tarafı mantıklı bir izahı yoktur eğer batı büyüyorsa işte böyle büyüyor. Ve para adete bir civa gibidir kendisi için uygun zemin neresiyse oraya gider. Sen bu uygun zemini hazırlarsan Türkiye'ye gelir işte. Türkiye'yi şu anda uygun zemin olarak görüyorlardı" diye konuştu.
YABANCI SERMAYE DÜŞTÜ DİYE ZEVKTEN DÖRT KÖŞELER
Erdoğan, Türkiye'ye gelen yabancı sermayenin azalmasına sevinenlerin bulunduğunu savunarak, şunları kaydetti:
"Şimdi bakıyorum bazıları zevkten dört köşe, ne diyorlar; geçen yıla göre
Türkiye'deki küresel sermaye yatırımlarında yüzde 85 düşüş var. Neşeleniyorlar ama bunun nedenleri üzerinde durmuyorlar. Acaba neden korkuyor; sermaye ürkektir. Bana gelen yatırımcı firmalar şunu soruyor; "ne oluyor'. Aslında bunu bana sormasınlar. Öyle bir noktaya geldik ki Misak-ı Milli sınırları içine kendisini hapsetmekten, sınırlarını dar tutmaktan, değişememekten, değişime direnmekten dolayı kendilerine övünç payı çıkarmaya çalışıyorlar. 1940'ların Türkiye'sine, dünyasına takılıp kalmışlar. Oradan bir adım öteye geçemiyorlar. Keşke Misakı Milli sınırları olsa o kadar bile değil, bunlar Ankara'ya, İstanbul'a sıkışıp kalmışlar. Dünyaya sağır, dünyaya kör, gelişmelerden haberi yok. Kuyu kazmakla, engel çıkarmakla başaranların altını oymakla meşguller."
Erdoğan, pirinç ile ilgili yaşanan gelişmelere de değinirken, "Bir prinç krizidir aldı, gidiyor. Türkiye'de geçmişte vardı, şimdi de prinç spekülatörleri çıktı. Bunlarda ar diye bişey yok. Affedersiniz, depolarda mepolarda saklayarak, kalkıp vatandaşa pahalı pirinç satıyorlar. Geçenlerde bir tane gazetede yazıyor; "70'li yılların öncesine döndük. Dev kuyruklar oluştu' Kuyruğun muyruğun oluştuğu yok. Ben dün Mudurnu'daydım, iki tane bakkala gittim, baktım pirinç var mı diye. Maşallah pirinç de var, bulgur da var, makarna da var. Dert, "biz bu iktidarı nasıl yıkarız'. Kuraklık var ülkemizde, geçen yıla kadar ihraç ediyorduk ama şimdi de ithal ediyoruz. Benim ülkemde, biz milletçe gerektiğinde şunu da yaparız; gerekirse pirinç yemem, bulgur da yemem. Ama bizim buna da ihtiyacımız yok, çünkü bizim pirincimiz var. Geçen hafta bakanlar kurulundan geçti. İthal edilecek. Vatandaşımızın damak tadını da evellallah kaçırmayız. Bu tür spekülatörlere aldanmayın, canbazlara aldanmayın. Gerekirse ihbarda bulunun. Bunların üzerine üzerine gidecegiz, bunların tedbirlerini almış durumdayız. Milletimize karşı bu tür oyunlara girenlere, milletçe hesabını sormak durumundayız. İnşallah bunu fırsat vermeyeceğiz."
(ANKA)
Yayın tarihi: 19 Nisan 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/19//haber,3582C41A460848FAB420FB593FCE108C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.