kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Nisan 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
YAVUZ DONAT

301 ve "ilginç bir karar"

TBMM Adalet Komisyonu "301'i görüşmeye başladı."
Başlangıç "olaylı" oldu.
Konu "hassas."
"Taraflar" gergin.
301 tartışması "daha da sertleşecek."
Yasada "Türklük" mü denilsin, "Türk milleti" mi?
Türklüğü "alenen tahkir ve tezyif suçunun" sınırları neler?
Ne "yazılırsa veya söylenirse" suç sayılacak?
Komisyon toplantısı "kapalı."
İktidar da muhalefet de "hazırlıklı."
Herkesin elinde "dokümanlar" var.
"Kimin dosyasında" diye sormayın, işte "komisyon büyüklerinden" birinin "ajandasındaki" dokümanlardan biri.
Doç. Dr. Türkan Yalçın Sancar'ın "301'le ilgili" çalışması.
"Kapak" aynen şöyle:
Doç. Dr. Türkan Yalçın Sancar.
"Türklüğü, Cumhuriyeti, Meclisi, Hükümeti, Adliyeyi, Devletin Askeri ve Emniyet Muhafaza Kuvvetlerini."
ALENEN TAHKİR VE TEZYİF SUÇLARI
(TCK.m.159/1YTCK 301/12)
Kitabın 246'ncı sayfasında "eski bir dava" anlatılıyor.
Özetleyelim.
Dönem "Kenan Evren dönemi."
Bir "yazı" yazılıyor.
Yazı "bir fıkrayla" bitiyor.
Ve yazar kendini birden "askeri kuvvetleri alenen tahkir ve tezyiften" askeri mahkemede buluyor.
"Fıkra" ya gelince...
Bir gün Pinochet'ye sormuşlar:
- Efendim sizce turşu mu kurmak daha zor, cunta mı?
- Turşu kurmak daha zor.
- Efendim nasıl olur?
İhtilal lideri Pinochet'nin yanıtı:
- En güzel turşu hıyarla kurulur... Bunun için çok hıyar ister... Ama cunta kurmak için 35 hıyar yeter.
"Dava" uzun.
Biz "Askeri Yargıtay'ın" kararı ile konuyu noktalayalım. (Ask.
Yarg.5 D.18.4.1984223/200)
(Bakınız-Askeri YKD.S-3.Haziran 1985.s 180181)
İşte karar:
"Değişik konulardan bahseden dava konusu yazının son bölümünde Şili diktatörü Pinochet ile ilgili fıkrada anlatılan hususların, Türkiye'de askeri kuvvetlere matuf olduğuna dair tereddüt edilmeyecek derecede karine bulunmamaktadır.
Milli
Güvenlik Konseyi TC devletini uçurumdan kurtarmak, anarşi ve terörü temizlemek, huzur ve güven ortamını sağlamak ve demokrasiyi sağlam temeller üzerine oturtmak amacıyla, devlet idaresine el koymuştur. (12 Eylül 1980)
Gerek Türk halkı, gerekse yabancı ülkeler tarafından 12 Eylül 1980 harekatı, derin bir sevgi ve takdir görmüştür.
Türkiye'de hiçbir zaman askeri kuvvetler hakkında cunta kelimesi kullanılmamıştır.
Dava konusu yazıda gerek kasıt, gerekse matufiyet yönünden..........suç unsuru görülmemiştir."
Şimdi isteyen, istediği yorumu yapsın.
İsteyen de kendi kendine sorsun...
"Askeri Yargıtay, özgürlüklerin alanını genişletme bakımından, sivillerden daha ileride" diye.