Cumartesi günleri dışarı çıkmak ciddi bir cesaret işi. Her şeyin ve herkesin ultra korkutucu olduğu bu günde en büyük problemlerden biri gidilecek bir yerin, yapılacak bir şeyin pek olmaması. En son birkaç ay önce bir albüm tanıtım partisi vesilesiyle çıktıktan sonra tövbekâr oldum. İnsan dayak yemiş gibi oluyor. Ayrıca o gece etraftaki afişlerden anladım ki tüm eğlence 80'ler partilerine endeksli. Öyle ki, aynı anda dört ayrı yerde 80'ler partisi düzenleniyor. Ve bu durum aylardır, yıllardır değişmiyor. Özellikle de cumartesi geceleri. 80'ler geceleri ilk keşfedildiğinde, aman bayılmıştık. Laura Branigan'lar, Modern Talking'ler, A-ha'lar gırla gidiyordu. Herkes Madonna tişörtlerini geçirip soluğu barlarda alıyordu. Şarkılar çaldıkça millet kendinden geçiyor, "Ay ay bu da vardı," diye birbirini dürtüyordu. Tamam da yetmedi mi artık? Hayır, garip bir şekilde yetmiyor. Biriki 90'lar gecesi düzenlendi etrafta, aynı tadı vermiyor. Daimi eğlence sebebimizi bulduk: 80'ler. Geçen gün taksiye bindim, arka arabada avaz avaz çalmakta olan Laura Branigan-Self Control'u duyan şoför "Bu da annemin şarkılarını dinliyor," dedi. "Bilir misiniz bu şarkıları?" diye sorunca "Bilmez miyim?" deyip Branigan'ın TRT 2'nin açılışı için nasıl Türkiye'ye geldiğini tüm detaylarıyla anlatmaya başladı. 80'lerden bir süre daha kurtulamayacağız anlaşılan...
Yayın tarihi: 13 Nisan 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/13/pz/haber,10EF2C3E258E47C59F772E88FDF77405.html
Tüm hakları saklıdır.