Chelsea maçı öncesi herkes bir beklenti içindeydi. Spor yazarındanTV yorumcusuna, kulüp yöneticisinden taraftarına, futbolcusundan Türk halkına kadar herkesin kendince bir beklentisi vardı. Ben de Fenerbahçe ve Türk futbolu adına beklenti içindeydim. Sende mi? diye sormayın lütfen.
Zordu muhakkak ama ilk Fenerbahçe maçının ikinci yarısında 'abandone' olmuş Chelsea'yi de akla getirince olmaz da değildi sanki. Yine birinci maçın ilk yarısında Chelsea, Fenerbahçe'den 3-5 gömlek üstün algısı, maçın ikinci yarısında nasıl yıkılıdıysa, ikinci maçta da bir beraberlikle "niye olmasın" diye umutlandırıyordu herkesi.
Tabii bir şartla! Çekinmeksizin, korkmadan, defansta tedbirli ama rahat oynayarak. En önemlisi isteyerek. Turu geçme adına tüm futbolcuların varını yoğunu harcaması gerekiyordu. İşte bunu göremedik. Hem de çok iyi bulmadığımız, markası ile çelişen Chelsea karşısında.
BEYAZIT'IN SÖZLERİ Fenerbahçeli futbolcular sanki 0-1'lik mağlubiyete rağmen turu geçecek kendileriymiş gibi oynadı. Bu da tura İngiltere'de nokta koymaya yetti.
Sonuç: Şampiyonlar Ligi'nde Türkiye'yi umutlandıran Fenerbahçe çeyrek finalde yarıştan ayrıldı. Biz kaybettik. Hem de Chelsea'nin hiç hak etmemesine rağmen. Fenerbahçenin bu kaybı sportif bir kayıptı. Fakat Türkiye'nin, takım İngiltere'den dönerken umutlu bir kazancı da oldu. Maçtan önce statta 'Ben Fenerbahçeliyim' diye uzatılan mikrofona konuşan
Galatasaray'ın eski başkanı Selahattin Beyazıt'la kazançtaydık. Sn.Beyazıt'ın sözleri milli bir terbiye ve milli bir onurdu. Nitekim çeyrek final ikinci maçında 2-0'la kaybettiğimiz Chelsea maçında sahadan mağlup ayrılan Fenerbahçe, ezeli rekabetten bir kazançla çıktı. Bu da Türk futbolu adına çok olumlu oldu.
Yayın tarihi: 10 Nisan 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/10//haber,C44DC033621C4C418A31165CB5BBE01F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.