Sabah kalkıyor ve işyerinizi açmaya geliyorsunuz. Diyelim ki işyeriniz Kapalıçarşı'da. Ve kapıda bir kilit;
"Bu çarşıya erişim, mahkeme kararıyla engellenmiştir." Dükkanınız içeride, müşteri mal bekler ve malınız çarşıda kilit altında. Üstelik dünyanın kirasını ödemişsiniz ve işinizi yapamıyorsunuz.
Gerekçe,
"çarşıdaki iki firmanın mahkemeleşmesi". Bu yüzden çarşının tamamı kapatılmış.
Olacak şey mi bu? Evet olacak şey. Zira şu anda aynısı, dünyanın en büyük sanal pazaryerlerinden
Alibaba.com'a yapılmış durumda.
Binlerce
ihracatçının iş yaptığı bu site aynı zamanda işsizlikten bezmiş ülkede çok sayıda
"evden çalışan" insanın da
ekmek kapısı. Muhtemel zararımız,
250 milyon dolar... Üyelik bedeli 700 dolardan başlayan sitede insanlarımız mal alıyor mal satıyor ve işlemler
"sanal" olsa da
"gerçek" ticaret yapıyor, geçimini temin ediyor.
İşin trajikomik yanı, mahkemenin kapadığı sitede iş yapsınlar diye devletin masrafların
yüzde 50'sini karşılaması ve desteklemesi...
Devletin bir yüzü vizyoner bir tutumla
26 milyar dolarlık bu sanal pazaryerinde iş yapacaklara destek veriyor, bir diğer yüzü de pazaryerini kapatıyor.
Benzer yasaklama refleksini video sitesi
YouTube.com'da ve sinema sitesi
imbd.com için de gördük.
Emre Aköz ; "
Yasağı savunan zihniyet, aynı zamanda (Aman Türkiye, İran olmasın) diyor. Olmasın tabii de, Türkiye'yi İran'a çevirenler yine kendileri: Çünkü YouTube'un yasak olduğu üç beş ülkeden biri de İran! " yorumunu yapmıştı.
İnterneti
"dünyanın lağımını evimize akıtıyor" diye tanımlayan düşüncenin karar mekanizmasında olmasını,
"kabul edilemez" ancak anlaşılabilir bulabilirsiniz.
Fakat devletin
"katılın ihracat yapın, ticaret yapın" diye teşvik verdiği Alibaba sitesini yasaklamak, nasıl bir
40 haramiliktir, anlamış değilim.
Yakında
google.com'a da yasak geleceği duyumunu aldım.
Olabilir mi dersiniz? Neden olmasın ki...
Yasağı koyanların, daha rekabetçi
Türkiye optimalinden, yeni ekonomik düzenden, sanal dünyanın ekonomiye ve insanımıza sunduğu ganimetlerinden haberi yok ki...
Sen
Ali Baba olabilirsin. Ama hala kırk harami
"kapan susam kapan" der ve seni işinden, eşinden, aşından edebilir.
Sahi,
"dış açık" diyoruz ama
"akıl açığımız" ne kadardı bizim?
Yayın tarihi: 7 Mart 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/07//haber,4A122903AF60402B9660E3D966C670B4.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.