Bayılırım bu tür zırtapozluklara: Bir zamanlar,
"açlık grevine" yatan arkadaşlarımız olmuştu... Patron maaşları vermiyor, onlar da hesabını hükümetten soruyorlar.
Baktım, aaa, lıkır lıkır çorba içiyorlar, leblebi gibi vitamin hapı yutuyorlar!
"Bu ne biçim açlık grevi?" dedim, meğerse böyle olurmuş. Hiçbir şey yemediğin, yalnızca su içtiğin eylemin adı
"ölüm orucuymuş" ... O başkaymış, bu başka!
Yanlış hatırlamıyorsam, Doğu Perinçek ile Ramiz Paşa da bu eyleme destek vermeye gelmişlerdi...
Sabah açlık grevine yatıp, akşam karnı acıkınca
"bir buçuk İskender" söyleyenler de gördük.
Buna karşılık gerçekten
"siyasi" eylem yapan birçok genç mum gibi eridi gitti, kimisi öldü, kimisi sakat kaldı, adlarını kimse hatırlamaz.
Susurluk rezilliği için de ışık söndürenler vardı, o kadar başarılı oldu ki, olay maşallah pırıl pırıl aydınlandı.
İndirin abi iki düğme, bakın Ergenekon mu kalıyor?
Eylem iyidir arkadaşlar, eylem yapalım, gençliğimizi hatırlayalım.
Bizim kızlar artık kocakarı oldular, etkilesek de faydası yok ama olsun.
Örneğin,
"küresel ısınmaya dikkat çekmek amacıyla" ışıkları bir saat söndürelim. Böylece küre serinlesin.
Yaptılar bunu. Eylemi dünya çapında koydular. Cumartesi akşamı, saat sekizle dokuz arası. Her ülke kendi yerel saatine göre.
Allah'ın gariban Fiji adasında bilgisayarlar ve telefonlar gönüllü olarak kapatılmış, yemek yenmemiş.
Avustralya'da, ünlü Sydney operası tatil edilmiş.
Bizde ne olmuş?
İzmir Hilton Oteli'nde evlenen Selen ile Gürkan,
"milli düğün havamız" La Cumparsita tangosunu mum ışığında yapmışlar.
Büyük bir fedakârlık etmişler. (Çocukların bir
"dahli" yok aslında, ışığı otel idaresi söndürmüş.) Fakat ben olsam bütün düğünlerin bir bölümünü mum ışığında yaptırırım, hem gelinle damat için gerdeğe hazırlık olur, hem de kız tarafıyla oğlan tarafı arasında birbirini kesenlere, aile büyüklerine çaktırmadan yakınlaşma olanağı sağlanır.
O kadar masraf ve yorgunluk bir işe yarasın, değil mi efendim?
Eylem ha? Bakın eylem nasıl olur:
Cumartesi akşamı saat sekiz... Beşiktaş-Fenerbahçe maçının ikinci devresi başlıyor...
Fener bir-sıfır önde...
Kapatırsın stadyumun ışıklarını, kesersin televizyon yayınını, atarsın milyon doları sokağa, dünyayla uyum sağlarsın, küresel ısınmaya dikkat çekersin.
Böylece milyonlarca lumpen de, duyacağı korkunç öfkeyle bu sefer küreyi de ülkeyi de kendini de büsbütün yakmaya kalkar!
Burası Türkiye hemşerim, ne küresi, ne eylemi, ne bilinci, ne çağdaşlığı, ne kalkınması, ne hukuku, ne demokrasisi?
Yayın tarihi: 31 Mart 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/31//haber,7A55C1EE8A8F4A4D9D717B1E3FF17D3B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.