İÜ Senatosu'ndan Alemderoğlu açıklaması
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Senatosu'nca ''Ergenekon soruşturması''na ilişkin yayımlanan bildiride, ''Bir üniversite mensubu eski rektörümüz de olsa, eğer suç işlemişse, toplumun diğer fertleri gibi ona da işlediği suçun cezasının verilmesi elbette gereklidir. Fakat bu ilke, kişilerin hak etmedikleri davranışlara maruz bırakılmaları anlamına gelmemelidir'' denildi.
İÜ Senatosu'ndan yayımlanan bildiride, İÜ'nün, kamuoyunun büyük çoğunluğu gibi gözaltına alınma olaylarını kaygıyla izlediği belirtildi.
Bildiride, hiçbir suçun ve suçlunun cezasız kalmaması, suçların ve suçluların gerçekten cezalandırılmalarının ise ancak hukuk kuralları
çerçevesinde kalınırsa mümkün olacağı vurgulandı.
Hukukun, her zaman Türk ulusunun yolunu aydınlatan bir ilke ve adaletin gerçekleşmesi için gerekli olan en temel koşullardan birisi olduğuna
dikkat çekilen bildiride, adaletin hem devletin temeli, hem de milli ve manevi değerlerin dayanağı ve koruyucusu olduğu kaydedildi.
Hukuk olmadan adaletin sağlanmasının mümkün olmayacağı, ülkenin birlik ve bütünlüğünün yine adalet ve hukuk ilkeleri aracılığıyla korunabileceğine işaret edilen bildiride, ''Ülkemizin aydınlık bir geleceğe yürüyebilmesi için hukuka kayıtsız ve şartsız bağlı kalınması gerektiğine olan inancımız tamdır. Ülkemizde kavga ve kargaşa istemeyen herkesin, bu bilince sahip çıkmak zorunda olduğundan da hiç kuşku duymuyoruz'' denildi.
Tüm siyasi partilerin, ülkenin bölünmez bütünlüğüne kendini adamış tüm kurum ve bireylerin, dayanaklarını demokratik hak ve özgürlüklerden alan
hukuk ilkelerine uyma konusunda fikir birliği içinde olmaları gerektiği belirtilen bildiride, demokrasinin Türkiye için hiçbir alternatifi olmayan bir yönetim biçimi olduğu vurgulandı.
Bildiride, bu yönetim biçiminin ancak laiklik, cumhuriyet kazanımları ve Atatürk ilkelerine bağlı kalınması ve bu ilkelerin yüceltilmesiyle
korunabileceğine işaret edilerek, şu ifadelere yer verildi:''Bu gerçeğin de herkes tarafından açıkça kabul edilmesinin bir zorunluluk olduğunu tüm kamuoyuna İstanbul Üniversitesi Senatosu olarak ilan ediyoruz. Bir ülkedeki çeteleri ortadan kaldırmanın ve yeni çetelerin oluşmasının önüne geçilmesinin temel koşulunun, hukuk ilkeleri olduğunu kabul etmek zorundayız. Çözüm ararken hukuk ilkeleri dışına çıkılmasının veya hukukun amaçları dışında kullanılmasının, ülkemizi karanlık bir geleceğe taşıyacağının herkes tarafından bilinmesi, benimsenmesi ve onaylanması gerektiğine inanıyoruz. İstanbul Üniversitesi Senatosu olarak, Türk ulusuna, tüm siyasi parti yönetici ve mensuplarına, ülkemizi ileri taşımak isteyen ve onun bölünmez bütünlüğüne inanan herkese sesleniyoruz; ülkemizin 'biz' ve 'onlar' ayrımına değil, sağduyuya, birlik ve beraberliğe, toplumsal barışa açık ve mutlak bir şekilde ihtiyacı vardır. Bunu sağlamanın temel koşulu, yine hukuka bağlılıktır; yargının tarafsızlığını her türlü etkiden arındırmak ve ulusal onurumuza sahip çıkarak bağımsızlığını da yine her türlü etkiye karşı korumaktır.''
GÜVEN DUYMA İHTİYACI
Hukuk ilkelerinden sapan, hukuku herhangi bir şekilde baskı aracı olarak kullanmak isteyen, laikliğe, Atatürk ilkelerine, cumhuriyet
kazanımlarına ve ülkenin bölünmez bütünlüğüne karşı olan bir kurumun başarılı olma şansının kesinlikle bulunmadığı vurgulanan bildiride,
şöyle denildi:
''Türban tartışmalarının, anayasa değişikliği konusundaki bazı görüşlerin ve son olarak 'çete' suçlamalarının amacından saptırılması,
ülkemizin geleceğini karartmak isteyenlere, onu bölmek ve parçalamak isteyenlere fırsat verecektir. Bu ulusu seven hiç kimsenin bu tip
kişilere veya unsurlara izin vermeye hakkı yoktur.İstanbul Üniversitesi, tarih boyunca ülkemizde toplumun önünü açan, akla ve sağduyuya bağlı olarak hareket eden ve etmesi gereken bir kurum olmuştur. Bir üniversite mensubu eski rektörümüz de olsa, eğer suç işlemişse, toplumun diğer fertleri gibi ona da işlediği suçun cezasının verilmesi elbette gereklidir. Fakat bu ilke, kişilerin hak etmedikleri davranışlara maruz bırakılmaları anlamına gelmemelidir. Eğitim camiasının en içten dileği ve beklentisi bu konuda hassasiyet gösterilmesi ve gösterilmesinin sağlanmasıdır. Ulusumuzun evlatlarını yetiştiren öğretim üyelerine, adalet kurumuna, kendisi hakkında karar veren politikacılara, toplum düzenini sağlayan kolluk kuvvetlerine ve silahlı kuvvetlerine güven duymaya çok ama çok ihtiyacı vardır. Bu güveni sarsmamak, devleti yönetenlerin sorumluluğundadır.''
AA
Yayın tarihi: 26 Mart 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/26//haber,F003A363820B426A84EFF7E098362554.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.