İş çok, kalifiye elaman yok
Türk gemi inşa sanayi dünyada ön sıralarda yer alırken, 2011 yılına kadar siparişlerin dolu olduğu sektörde 30-40 bin kalifiye elemana ihtiyaç duyuluyor.
Bir başka deyişle, ağır işçilik ve eğitimsizlik nedeniyle sektördeki iş gücü açığı kapatılamıyor.Kocaeli Serbest Bölgesi Kurucu ve İşleticisi AŞ'de (KOSBAŞ) kurulu Admarin Gemi İnşa Sanayi ve Ticaret AŞ Tersane Müdürü Turgay Karabulut, gemi inşa sanayinin Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden biri olduğunu, hızla büyüyen sektörde kalifiye eleman sorunu yaşandığını bildirdi.Bazı kaynaklara göre Türkiye'nin dünyada yat sanayinde dördüncü, gemi inşa sanayinde ise sekizinci sırada yar aldığını ifade eden Karabulut, pek çok tersanenin 2010-20011 yılına kadar dolu olduğu için sipariş alamadığını, sektörde 30-40 bin kalifiye elemana ihtiyaç duyulduğunu öne sürdü.
Türkiye'de gemi inşa sanayindeki gelişmenin tonaja da yansıdığını, önceleri 5-10 deight weight tonluk (DWT) gemi inşa ederken, şimdi 20-25 bin DWT'lik gemiler inşa edildiğini anlatan Karabulut, 20 bin DWT'lik bir geminin maliyetinin 35-45 milyon dolar arasında değiştiğini söyledi.Sektörde taleple birlikte kar marjının da arttığını, karlılığın yeni tersanelerin açılmasına ve kalifiye elemana ihtiyacın artmasına neden olduğunu dile getiren Karabulut, tersanelerin artan işçi talebini taşeronlar vasıtasıyla giderme yolunu seçtiğini, bunun özellikle verim ile işçi sağlığı ve güvenliği konularında istenen sonucu vermediğini savundu.
''İŞÇİLERİN EĞİTİMİNİ DEVLET SAĞLAMALI''
Karabulut, bir geminin inşasında çelik işleme, donatım ve boya olmak üzere üç ana aşama olduğunu, kaba işçilikten ince işçiliğe geçildiğinde personelin bilgi ve becerisine paralel olarak hataların arttığını, gecikmelerin ortaya çıktığını belirtti.Hataları en aza indirebilmek için yetişmiş insan gücüne ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Karabulut, şöyle devam etti:
''Gemi inşa sanayi iş gücü yoğun bir sektör. Sektörde konusunda uzman, en azından yapacağı işi, iş güvenliğini, kanuni hak ve sorumluluklarını
bilen kişilere ihtiyacımız var. Devletin bu konuda tersanelere yardım etmesi, taşeronları bir şekilde sınıflandırması, işçileri eğiterek sertifikalandırması gerekir.Problemlerin ortaya çıkmasıyla taşeronlar çözümü işi 'bırakıp gitmekte' buluyor. Şu an için taşeronların çalıştırdığı insanların iş tecrübesini sorgulama şansımız yok. İşe başladığında bana verdiği zararı kısa zamanda tespit edebilirsem az zararla kurtulabiliyorum, tespit edemiyorsam yaptığı hataların ağır darbesi oluyor. İşi yeniden yapmak durumunda bile kalabiliyoruz.''
'2-3 AYLIK MESLEKİ KURSLAR AÇILMALI''
Sektöre yurt içi ve yurt dışından, özellikle Avrupa'dan sürekli talep geldiğini, talebe cevap verebilmek için gerekli iş gücünün isteklilere
verilecek 2-3 aylık eğitimle sağlanabileceğini ifade eden Karabulut, kursların devlet ya da sivil toplum kuruluşları tarafından açılabileceğini, böylece istihdama önemli katkı sağlanacağını savundu.Eğitim almış kişiye eğitimiyle ilgili sertifika verileceğini dile getiren Karabulut, ''Eğer devlet, kişinin bize bir belgeyle gelmesini, kendisini belgeyle tanımlayabilmesini sağlarsa bu bizim için en büyük kolaylıklardan birisi olacaktır. İstediğimiz insanlar, konusunda az çok bir eğitim almış olmalı, hakkını, hukukunu bilen, verdiğimiz işi yerine getirebilecek kabiliyette ve eğitime açık olmalıdır.İşçi diye aldığımız, sektörde çalıştıracağımız kişilerin tanımlamasını devlet yapıp bize gönderirse taşeronlarla olan sorunlarımızın pek çoğu ortadan kalkacak. Böylelikle iş gücü ve zaman kaybı gibi sorunlar da giderilmiş olacak'' dedi.
İşçi talebinde bulunmalarına, hatta gazeteye ilan vermelerine rağmen istedikleri nitelikte işçiyi bulamadıklarını dile getiren Karabulut,
''Ağır işçilik ve eğitimsizlik nedeniyle sektördeki iş gücü açığı kapatılamıyor. Müracaat edenlerin çoğu masa başında çalışmak istiyor.
Oysa sahada çalışacak iş gücüne ihtiyaç duyuyoruz. Meslek liselerinden çıkmış, üniversiteye girememiş kişiler dahil yaşı 45-50'ye kadar sağlığı
yerinde olan herkes, 2-3 aylık mesleki kursların ardından bu işte rahatlıkla çalışabilir'' diye konuştu.
İŞÇİ MALİYETLERİ
Karabulut, sektördeki hareketliliğin işçi maliyetlerini arttığını, işçilerin yüzde 70-80'inin aldığı ücretin bin YTL ve üzerinde olduğunu, ustanın, öğle yemeği, iş kıyafetleri, sigortası, vergi primi hariç kendilerine maliyetinin bin 800 YTL ile 2 bin 200 YTL arasında değiştiğini kaydetti.Şirketlerinde taşeron işçi sayısını azaltma düşüncesinde olduklarını, eleman ihtiyacını şimdilik kendi imkanlarıyla eğitim vererek karşılama yoluna gittiklerini, ancak buna rağmen yeterince başvuru olmadığını ifade eden Karabulut, bir kişinin, kabiliyetine de bağlı olarak 2-3 ayda iş yapar konuma geldiğini vurguladı.Tersanelerde yaşanan iş kazalarının eğitimle birlikte azalacağını da savunan Karabulut, sahada çalışan eğitimli personelin, diğerlerine göre kazaya maruz kalma riskinin daha az olduğunu kaydetti.
AA
Yayın tarihi: 24 Mart 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/24//haber,E6E0E62E6FBC46ECA91DF72EFA3E337F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.