Partiye karşı türban yasağı

AK Parti davasının zamanlaması ve Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın gerekçelerinde ağırlıkla türbana yönelmesi, Ankara'da "orta yol" senaryosunu gündeme getirdi. Buna göre türbana izin verilmeyecek buna karşılık AK Parti kapatılmayıp sadece hazine yardımı cezası alacak. Kulislerde dillendirilmeye başlayan bu senaryoya göre süreç dört evrede işleyecek:

1 TÜRBAN EVRESİ: Anayasa Mahkemesi, üniversitelerde türbanı serbest hale getiren anayasa değişikliğinde "türbanı yasaklayan" bir karar verecek. Bu karar, "iptal", "anayasa değişikliğini yok hükmünde sayma" veya "yorumlu ret" olabilecek. Özellikle "yorumlu ret" olursa hem anayasa değişikliği yapılmış olacak hem de türban, 1991 yılındaki karardan sonra olduğu gibi, yasak olmaya devam edecek.

2 GEREKÇE EVRESİ: Anayasa Mahkemesi, türbana izin vermese de AK Parti'nin "Anayasayı değiştirme eylemi"nin doğrudan laikliği hedef alıp almadığı kesin olarak belirtilmeyecek. Ancak türbanın, anayasa değişikliğinden bağımsız olarak laikliğe aykırı olduğu tekrarlanacak.

3 VAZGEÇME EVRESİ: Mahkeme gerekçeli kararında, türbanın laikliğe aykırı bir kıyafet olduğunu tekrarladığı için AK Parti, YÖK Yasası'nın Ek 17'nci maddesini askıya alacak. Parti gerekirse "gerilim yaratmak istemediğini ve bu nedenle şu aşamada vazgeçtiğini" beyan edecek.

4 HAZİNE YARDIMI CEZASI: Anayasa Mahkemesi, kapatma davası sonunda, yasama - yürütme - yargı erklerinin eşgüdümlü çalıştıklarını, birindeki zaafın diğeri tarafından giderilebildiğini anlatacak. Nitekim, anayasa değişikliği davasındaki kararla türbana izin verilmediğine, yani rejimin kendisini koruduğuna işaret edilecek. Yüksek Mahkeme bu nedenle, ağırlıklı olarak türbana dayanan AK Parti davasında eylemin sübuta ermeden kesildiğini, diğer delillerle laiklik karşıtı eylemlerin odağı olma halinin "ağır" nitelik taşımadığını belirleyecek ve AK Parti'ye kapatma cezası vermek yerine "Hazine yardımından mahrum bırakma" cezası verecek. Bu karara göre, Anayasa Mahkemesi hem AK Parti'yi "cezalandırmış" hem de yargı erki olarak rejimin tehlikeye düşmesini engellemiş olacak. Böylelikle Avrupa'ya da "demokratik" görünüm verilmiş olacak.